30 Kasım 2014 Pazar

Colgate Plax Ağız Çalkalama Suları


Ağız diş sağlığı için kullandıklarımızdan biri de ağız gargaraları. Ben gargarayı tavsiye edildiği gibi günde 2 kez kullanmıyorum. Doktorlar genelde gargara için olsa da olur olmasa da olur diyorlar. Ben de aynı fikirdeyim. Bu yüzden gargaraları sadece diş ipi kullandıktan sonra ağzımdaki kötü hissi gidermek ve diş etlerimi dezenfekte etmek için kullanıyorum. Fotoğrafta gördüğünüz Colgate Plax gargaralarında hepsini bu şekilde kullandım.

Dediğim gibi gargaradan pek beklentim olmadığı için Colgate Plax'ın çürük oluşumunu engellemek, daha ferah nefes sağlamak gibi vaatlerini pek önemsemiyorum. Benim gargaralardan tek beklentim nefesimi tazelemesi ve hafif tat. Çünkü ben de gargara kullanmaktan vazgeçemeyen ama her seferinde de yüzünü buruşturanlardanım.

Colgate Plax Çok Yönlü Koruma klasik bir ağız çalkalama suyu. Alkolsüz olmasına ve yanma hissi yaratmaz demesine rağmen ben tadını keskin buluyorum. Gerçekten nefesinizin uzun süre yani bir şey yiyip içinceye kadar naneli kokmasını sağlıyor.

Colgate Plax Tuz ilginç bir gargara. Şişenin üstünde diş etleri için özel formüle ve hafif bir tada sahip olduğu yazıyor. Bakteri plağını önlemeye yardımcı oluyormuş ve içinde de tuz katkısı varmış. Aslında bunlar ürünün benim için ideal gargara olması gerektiğini söylüyor ama öyle değil. Hafif bir kokusu var ve aslında tadı da Colgate Plax Çok Yçnlü Koruma kadar keskin değil ama tuzlu. İnsanda deniz suyuyla gargara yaptığı hissi oluşturuyor. Bazen çok mide bulandırıcı gelen bu tat bazen çok normal geliyordu bana. Şişenin dibine yaklaştığımda bile bazen bunu daha fazla kullanamayacağım diyordum. Bu garip tadı yüzünden bu ürünü bir daha kullanamayacağım ama ben tuzlu sudan etkilenmem diyenler severek kullanabilir.

Colgate Plax Yeşil Çay Özlü de ferah bir nefes ve çürük oluşumunu engellemeye yardımcı olmayı vaat ediyor. Özellikleri arasında 'hafif tat' yok sadece yanma hissi yaratmaz diyor ama benim içlerinde en uygun bulduğum bu oldu. Yine yüzümü buruştursam da en kolay kullandığım gargara bu. Tadı naneden çok yeşil çaya benziyor. 

Ürünlerin içerikleri birbirinden farklı o yüzden bir madeye alerjiniz varsa veya bir etken maddeyi özellikle istiyorsanız içeriklerine teker teker bakmanızı öneririm.

Bu 250 ml.lik ağız çalkalama sularının etiket fiyatı 10 lira civarında. Tavsiye edildiği gibi günde 2 kez ve her seferinde 20 ml. kullanarak ağzınızı çalkalarsanız bir ayda 5 şişe gargara almanız gerekir ki ben gargaraların etkisinin buna değeceğini düşünmüyorum. Genelde kapaktaki ölçü bana çok geliyor, rahat kullanabilmek için daha az ürün kullanıyorum. Ayrıca indirimlerden stoklamaya çalışıyorum. 

Özetle bence ağız gargaraları ağzı tazelemek, ekstra bakım yapmak için iyi ama olmazsa olmaz da değil. Benim gibi aşırı mentol tadından hoşlanmayanlar Yeşil Çay Özlü olanı sevebilir. Ağzım buz gibi olsun, nefesim saatlerce nane koksun diyen Listerinecileri ise hiçbiri tatmin etmeyecektir :)

25 Kasım 2014 Salı

Almanya ve Duty Free Alışverişi


Alışveriş yazısı yazmayı bırakmıştım ama arada yurtdışı veya online alışverişlerimi fikir vermesi açısından yazmak iyi olur diye düşündüm. Yine Almanya'ya gittim* ve bu sefer ürünlerin çoğunu Budnikowsky adlı bakım marketinden aldım. Almanya benim için naturkosmetik demek; ürünleri gördükçe anlayacaksınız. 


Saç ürünleriyle başlıyorum:

Lavera Kadifeçiçeği Şampuan: Saçlarımı yağlanma karşıtı market şampuanlarıyla yıkıyordum, daha yumuşak ve doğal formüllü şampuanlara geçsem daha mı iyi olur acaba diye düşünüyordum. Normal saçlar için olan ve silikon ile SLS içermeyen bu şampuanı alıverdim. Fiyatı 3,95 avro.

Lavera Kadifeçiçeği Saç Kremi: Yukarıdaki şampuanın saç kremi. Elimde hiç saç kremi kalmamıştı, iyi oldu.

Lavera Gül Onarıcı Saç Kremi: Temiz içerikli ürün bulmuşken yedek olarak alayım dedim. Bütün yumurtaları aynı sepete koymuş oldum ama umarım iyi çıkar. İki saç kreminin de fiyatı 3,99 avro.


İkinci grup ise el kremleri. Paraben ve mineral yağ içermeyen üstelik uygun fiyatlı el kremi bulunca depoladım.

Lavera Basis Sensitiv El Kremi: Bu kremin küçük boyunu kullanıp kokusunu ve yapısını çok sevmiştim. Bulunca bu kremin büyük boyunu aldım. Fiyatı 2,99 avro.

Dr. Scheller Aynısefalı El Kremi: Yine temiz içerikli ama uygun fiyatlı el kremi bulmuşken almadan geçmeyeyim dedim. Fiyatı 2-3 avro civarında olmalı.

Alviana Soft Aloe Vera El Kremi: Minik boyu çantada taşımak için çok uygun olduğundan aldım. Bir de aloe veralı kremler çok seviyorum. Fiyatı 99 sent.


Diğerleri kategorisindeyse şunlar var:

Lavera Basis Sensitiv Diş Macunu: Fotoğrafta göremiyorsunuz çünkü bu ürünü deneyip beğenen anneme almıştım ve çoktan ona verdim. Daha önce yorumlarım BURADA da yazmıştım. 1,99 avroya 100 ml.lik bir ürün iyi oldu bence.

Alviana Bitkisel Diş Macunu: Lavera marka macunu anneme alınca sırf denemek için bu macunu da kendime aldım. Fiyatı 1,99 avro.

Kniepp Regeneration Göz Çevresi Kremi: Göz kremim bitmek üzereydi ve çok düşünmeden sırf naturkozmetik markalarından birinin ürünü diye bunu aldım. Yaşlanma karşıtı bir ürünmüş, belki de bana fazla gelir bilemiyorum. Fiyatı 9,95 avro.


Az sayıda kozmetik aldım işte onlar:

Alverde Kaş ve Kirpik Maskarası: Bakım da yaptığını iddia eden, temiz içerikli şeffaf bir rimel. Muadillerine göre fiyatı fena değil, yaklaşık 4 avro. Şimdiden 6-7 kere kaşlarımda kullandım ve fırçalarını da, ıslak ıslak kalmayıp hemen kurumasını da çok beğendim. Yalnız kirpiklerde çok etkisiz.

Astor Heidi Color Last VIP Ruj: Daha önce benzerini görmediğim, dudak rengime çok yakın sakin bir pembe olduğu için aldım. Kahverengi barındıran, dudağımdan birkaç ton koyu bir ruj. İddia ettiği gibi saatlerce kalmıyor dudakta ama kurutmaması ve kolay sürülmesini beğendim. Fiyatı 4,85 avro.

Manhattan Kohl Göz Kalemi: Nude göz kaleminin iyisini bulmak kolay değil. Bu hem yumuşaklığı hem de rengiyle hoşuma gitti. Daha önce bu markanın kalem farını alıp memnun kaldığım için bunu da aldım ve memnunum. Fiyatı 1,85 avro.


Son olarak duty-free'den aldıklarım… Şunu da söylemeden geçmeyeyim Berlin Tegel Havaalanı'nın dutyfree'si yok gibi bir şey, eğer siz de o havaalanını kullanacaksanız aklınızda olsun. Ben bu ürünleri Atatürk Havaalanı geliş terminalinden aldım. 

Clarins UV Plus Ecran Multi-Protection Krem: Yağlı cilde ağır gelemeyen yüksek korumalı krem arayışımın son noktası. Çok hafif olduğunu okuduğum için aldım. Fiyatı 33 avro.

Lancome Tonique Douceur: Önceden araştırmadan, toniğim bitmek üzere olduğu için aldım. Alkolsüz olması ve fiyatının uygunluğu bu kararda etkili oldu. 400 ml.lik ürün 30 avroydu yalnız nedenini bilmediğim bir indirim oldu kasada ve 24 avroya aldım.

* Daha önceki alışveriş yazısını okumak isterseniz işte burada: Almanya'dan Aldıklarım

** Fotoğraflar bir garip çünkü bozulan makinam yerine yenisini aldım ve Nikon'a henüz alışamadım. Umarım bu makinanın da dilinden anlayabilirim yakın zamanda.

20 Kasım 2014 Perşembe

Sephora Professionnel Açılı Allık Fırçası


Allığı çok severim, çok kullanırım. Anladığım şu ki allığınız ne kadar kaliteli ve güzel renkli olursa olsun nasıl uyguladığınız esas önemli olan şey. Ben allığı hafifçe belli olacak şekilde kulak üstünden burun ucuna bir hat çizermiş gibi uygulamayı seviyorum. Daha önce Real Techniques allık fırçasını kullandığımı ama performansından memnun kalmadığımı anlatmıştım. Durum böyle olunca onunla tam ters özellikleri taşıyan Sephora Professionnel Angled Blush no. 40 adlı fırçayı aldım.

Fırça elips şeklinde ve açılı bir yapıya sahip. Fırça tok ve sık kıllardan oluşuyor. Sert cildi çizen bir yapısı yok kesinlikle ama Real Techniques fırçalardaki tüysü yumuşaklıkta da değil. Fırçanın bu ayarlı sertliğinin toz allığı fırçaya çok çaba harcamadan almayı ve kontrollü şekilde, pigmentini kaybetmeden uygulamayı sağlıyor bence. Fırçanın açılı olması fırçayı yüzünüze değişik şekillerde yerleştirerek veya fırçanın farklı köşelerini kullanrak farklı uygulamalar yapabilmenize imkan veriyor.


Fırça keçi kılından yapılmış. Bu nedenle krem ürünleri emeceğini düşünüyorum ama deneyince burayı güncellerim. Keçi kılından olması vegan hassasiyetleri olanlar için de olumsuz bir özellik. Benim için başka bir eksisi de fırçanın kıl dökmesi oldu. Özellikle ilk kullanmaya başladığımda yüzümden fırça kıllarını toplamam gerekiyordu. Benzer fırçaların başta kıld öktüğünü ama sonra bunun durduğunu okumuştum ve kullanmaya devam ettim. Gerçekten de şu an sıfır olmasa da çok az kıl döküyor.

Fırçayı 4-5 aydır kullanıyorum. Defalarca yıkadım. Yıkarken ekstra bir dökülme fark etmedim. Kolay temizlendi ve birkaç saatte kurudu. Kururken fırçanın güzelce şekillendirilmiş olması önemli çünkü doğal kıllar kururken aldıkları şekli bir daha yıkanıncaya kadar koruyor. Yumuşatıcı bir temizleyiciyle yıkamak da fırçaları baya yumuşatıyor.

%50 indirimli olarak 25 liraya Sephora'dan almıştım. Baştaki kıl dökülmesi ve doğal kılların nazlı oluşu olumsuz özellikleri. Böyle bir fırçaya tam fiyatını vermek istemezdim açıkçası. Diğer taraftan fırçanın uygulamasnı, verdiği kontrolü ve yüzüme uyumunu sevdim. Şu an severek kullanıyorum. Umarım kısa zamanda yıpranmaz da yıllarca kullanabilirim.

7 Kasım 2014 Cuma

Seyahat Makyaj Çantam


Yarın yine yolculuk var. Her seferinde yanıma aldıklarımı yazayım diyordum ama her seferinde aceleden fotoğraf çekemiyordum. Bu sefer oldu. Üstelik ilk defa yanıma bu kadar çok makyaj malzemesi aldığım seferde oldu. Bu kez sadece turist olup meydanlarda sürtmeyeceğiz bir nikaha katılacağız bu yüzden biraz süslenmek gerekir diye düşündüm. 

Makyaj çantasını son çılgın Gratis indiriminden 3-4 lira gibi bir fiyata aldım. İlk kez kullanacağım leke ve nem tutmayacak hafif bir çanta olması hoşuma gitti.


Bu iki ürünü yanıma almam özel bir durum olduğunun göstergesi. Shiseido Shere Eye Zone Corrector parlak somon renginde sıvı bir kapatıcı. Max Factor 2000 Calorie klasik bir maskara. Başta hiç sevmemiştim ama rimel kurudukça hoşuma gitmeye başladı.


İşte farlarım. The Body Shop Colour Crush farları beğenerek kullanıyorum, genelde ikisini bir arada kullanıyorum. Lancome tekli far artık piyasada yok ve ben de yazısını yazmamışım ama çok sevdiğim bir far bu da. Mor-pembe arası, sedefli, pigmentli ve çok kalıcı bir far. Catrice tekli far ise yeni aldığım bir ürün, ilk kez bu seyahatimde deneyeceğim.


Göz makyajı bitmek bilmiyor. Tüm bu farların göz kapağımda kalabilmesi için The Balm Put A Lid On It far bazı şart. Bu ürünü kullandığımda nadiren farlarım göz kapağımdaki kırışıklıklarda birikme yapsa da genel olarak başarılı bir ürün. Bunun detaylı yazısını yazayım en iyisi :) Göz kalemi olarak yanıma Pikenz'in bitmek üzere olan gümüş rengi kalemi ile Rival de Loop'un ten rengi dudak kalemini alıyorum. Bu dudak kalemini benim gibi nude göz kalemi olarak çokmuş. Gerçekten güzel oluyor siz de deneyin bence. Fırçaları kendime yük etmek istemediğim için yanıma bir tek Ecotools marka crease fırçasını alıyorum. Bir tek gözün katlanma yerine parmakla güzel far sürülmüyor.


Geri kalan her şey de burada. Clarins Prodige allığı almamın nedenlerinin en büyüğü içinde fırçası olması. Her makyajla gidebilecek doğal ve hafif bir rengi var. The Balm Sexy Mama transparan pudra hem göz altı kapatıcısını sabitlemekte hem de güneş kreminden yüzümün parlamasını engellemekte lazm olacak. Onu da H&M'in mini kabuki fırçası ile uygulayacağım. Dudaklarım için iki ürün aldım yanıma: İlki Clinique Chubby Stick, nemlendirici ve tazelemesi kolay olduğu için bunu gündüzleri kullanmayı düşünütorum. İkincisi de Bourjois markasının 'berry' tonunda bir ruju. Bu da artık piyasa da yok.

On iki günlük bir yolculuk için fazla sayılmaz bence. Siz ne dersiniz? Siz de bu kadar makyaj ürünü taşıyor musunuz yanınızda?

5 Kasım 2014 Çarşamba

Son Bahar Temizliği


Mevsim geçişleri çok zor. Saç dökülmesi, zayıflayan bünye, günlerin kısalması... Bir de kışlıkları çıkarma, yazlıkları kaldırma sıkıntısı var. Bu furyada makyaj çekmecemi de elden geçirdim ve artık bazı şeylerle vedalaşmam gerektiği konusunda kendimi ikna ettim. Çöpe giden o ürünler ve yorumlarım şöyle:



Pretty Fashion Make-Up Kit: Her halde 7-8 yıllık bir palet. Gördüğünüz gibi ilk bölümde farlar, bir alt katında biri simli diğeri mat 2 pudra 2 allık, son katta da fırçalar ve dört renk ruj vardı. Sadece farlarını kullandım. Çok pigmentli olmayan, renkleri bana uymayan, kaliteli diyemeyeceğim bir paletti. Zaten Strawberrynet alışverişimde hediye olarak gelmişti. Artık farları durduğu yerde toz toz olup her yere bulaştığı için atıyorum.

Essence French Manicure Pedicure Pen: ŞU YAZIMDA bahsettiğim, ucundan beyaz boya gelmesini sağlayamadığım para israfım. Gözüm görmesin.


Bioder Tüy Azaltıcı Krem ve Jel: Markozi Box ile çok ucuza almıştım. Dudak üstümde biraz denedim ama pek sonuç alamadım. Sonuç alamayınca da düzenli kullanmayı bıraktım. Markozi'de genelde son kullanma tarihi geçmek üzere olan ürünleri sattıkları için günü geçmiştir diyerek bunu da atıyorum. Maalesef üstünde son kullanım tarihi yok.

Olay White Radience Protective Cream Spf 24: Ten rengini açıp ton eşitsizliklerini gidermeyi vaadeden bir krem. Alışveriş hediyesiydi, zaten ülkemizde de satılmıyormuş. Yüz ürünlerimden memnun olduğum için yüzümde sadece birkaç hafta denedim ve aslında beğendim de. Yağlı cildimde ağırlık yapmadı ve güzel nemlendirdi. Kollarımda ve ellerimde de kullandım. Şimdi son kullanım tarihi geçtiği için güveni yüzüme süremiyorum. Kavanozuna kendi yaptığım kremlerden koymayı planlıyorum. Olay daha önce ilgimi hiç çekmeyen bir markaydı ama bu ürünle olumlu düşünmeye başladım.


T. Narcisse No. 12 Kalem: Nereden geldiğini bilmediğim, güzel bir kalem. Yalnız yeşil benle çok alakasız bir renk. Bunu herhalde annem almıştır. Yıl oldu bir kez olsun kullanmadım. Zaten çok eski bir ürün. Atmamak için neden göremiyorum.

Catrice Longlasting Eye Pencil Waterproof: Elde çok güzel duran ama gözde kabuklu ve kırışıklı görüntü bırakan bir kalem. Oysa daha geçen ay ne hevesle almıştım. Yazısı BURADA.

Natural Collection Eye Lines: Boots'ta satılan ucuz bir marka Natural Collection. Bu kalemi de ucuz olduğu için almıştım. Fena bir kalem değil ama yapısı sert ve bazen pürüzsüz çizgi çekmeme engel oluyor bu özelliği. Yarısını da kullandım sayılır ama Gosh Eye Liner ile tanıştığımdan beri nadiren kullanıyorum bu kalemi. O yüzden bu da çöpe.

Pastel Dramatic Look 5x Volume Maskara: Bir hediyeleşme etkinliğinde gördüğünüz haliyle gelmişti. Daha sonra mağazada aynı ürünün plastik bir ambalajda olduğunu gördüm. Kokusu da pek hoş olmadığı için açılmış olduğunu ve zamanla bozulduğunu düşünüyorum. O yüzden hiç kullanmadan çöpe atıyorum.


Korres Soft Touch Lip Pen (34 Brown Purple): Attığıma en çok üzüldüğüm ürün bu oldu. Bir alışverişimde hediye olarak gelmişti. Korres doğal kozmetik üreten bir Yunan markasıymış. Bu rujun da yapısını, yumuşaklığını, pigmentli olmasını çok sevdim. Fakat bu morumsu kahverengi bana hiç yakışmadı. Başka rujlarla karışırdım yine olmadı. Markayı kafama yazdım ama bu ürününü maalesef kullanamayacağı.

Max Factor Vibrant Curve Effect Lip Gloss: Hoş bir rengi var ve aplikatörünü de beğendim ama dudakta biraz ağırlık yapıyor, kalıcı da değil. Hediye olarak gelmişti, şimdi de son kullanma tarihinin geçtiğini fark ettim. Elimde çok benzer ürünler de olduğu için kalabalık yapmasın diye bunu da atıyorum.

Bir bunun kadar da atmaya kıyamadıklarım var. Yine de elimin altından kalabalık kalktığı için memnunum. Umarım bir gün ojelerime de aynı acımasızlıkla yaklaşabilirim.

Zamanında bir de Bahar temizliği yapmıştım; isterseniz buradan okuyabilirsiniz.

3 Kasım 2014 Pazartesi

Clinique Dramatically Different Moisturizing Gel


Bugünkü incelemeyle Clinique'in 3 Adımlı Bakım serisinin son ürüne gelmiş oluyoruz: Dramatically Different Moisturizing Gel (Dramatically Different Nemlendirici Jel Krem). Yağlı ciltler için jel formundaki bu nemlendirici tam boy olduğunda pompalı bir şişede oluyor. Benim kullandığım introduction kit içindeki 30 ml.lik tüpteki hali. En uygun fiyatlısı 200 ml.lik boyu olsa da 40-50 ml.lik nemlendiriciler bile bana yedi sekiz ay yettiği için tam boyunu kullansam bozulmadan bitiremezdim diye düşünüyorum.


Etkisiyle başlayayım: Cildimi kullandığım tüm diğer matlaştırıcı nemlendiricilere göre çok daha uzun süre mat tutuyor. Çok çabuk emiliyor. Hele cildinize sürmeden parmaklarınızda biraz ısıtırsanız cildinizde su gibi dağılıyor. Bir dakika dolmadan cildiniz çok daha pürüzsüz, mat ve ipeksi oluyor. Yalnız serinin jeli ve toniği çok kurutucu ürünler olduğundan mı bilmiyorum cildimdeki gerginlik hissini kolayca geçiremiyor. Hele sıcak banyolardan sonra gerginliğin geçmesi için bu kremi iki kat kullandığım oluyor. Yağlı ciltli biri için bunlar ilginç tecrübeler tabi. Cilde verdiği pürüzsüzlüğün de anlık olduğunu düşünüyorum. 


Üründe Clinique'in diğer ürünlerinde olduğu gibi parfüm yok. İçindeki maddelerden gelen bir kokusu var. Bazıları bu kokuyu garip bulsa da ben sevdim. Bazen vanilyalı kurabiyeyi bazen sakızı anımsatan değişik bir kokusu var. Ben tek seferde nohut kadar (fotoğrafta gördüğünüzden azıcık çok) nemlendirici kullanıyorum. Cilde kolay dağıldığı için çok az bir ürünü tüm cilde yedirebiliyorsunuz. Yalnız dediğim gibi nemlendirmesi kuvvetli olmadığı için diğer kremlere göre daha bol kullanıyorum. Sadece akşamları kullanmama rağmen 12 haftada 30 ml.lik tüpün içinde birkaç kullanımlık kaldı. Çok bereketli olduğunu söyleyemem.

Nemlendirmesi kış ayları için kurutucu jel ve tonikle birlikte kullanmak için bazen yetersiz gelse de çabuk emilmesi ve verdiği matlık nedeniyle severek kullandığım bir nemlendirici oldu. Biter bitmez yenisini alacağım bir ürün değil ama 3 Adımlı Bakım serisinden en sevdiğim ürün bu. Zaten yakında serinin tamamı hakkında bir yazı yazarım.

2 Kasım 2014 Pazar

H&M Selected Mini Kabuki


Acilen yazdığım bir yazı bu çünkü eğer Türkiye'ye gelirse veya gelmişse bu fırçayı kaçırmanızı istemiyorum. O fırça H&M Selected Mini Kabuki

Bu fırçayı uzun süredir seyehatlerde kullanabileceğim bir pudra/allık fırçası aradığım bir dönemde H&M'in anavatanı İsveç'te buldum. Kapaklı veya mini fırçaların fiyatı bana hep pahalı geliyordu, kullanılabilir kalitedeki fırçalarsa 30 lira civarından başlıyordu. Bu minik fırçayı 39 krona yani yaklaşık 12 liraya aldım. 


Bu fırçayı almamın ilk nedeni kıllarının inanılmaz yumuşak olmasıydı. Öyle ki kıl derken garip hissettim bunlar ancak tüy olabilir. Ayrıca fotoğraftan görebildiğiniz gibi kılları da son derece sık. Ben bu fırçayı pudra uygulamada kullanıyorum ve çok memnun kaldım. Birkaç kere allık için de kullandım. Aslında fena da olmadı ama allık sürerken kontrollü olmayı seviyorum ve bu fırça da aslında minik olsa da tam istediğim yere istediğim kadar sürme konusunda çok pratik değildi. Bunun dışında allığı güzel dağıttı.


Üç parmak boyunda minik bir fırça olduğu için makyaj çantası ve seyahatler için ideal. Bence görünüşü de çok güzel. Sapı pembe altın renginde. Kılları da açık sarıdan turuncumsu bir pembeye doğru gidiyor.  Yalnız bu görüntü fırça hakkında sevmediğim tek şey olabilir çünkü bu haliyle fırça kirliymiş gibi görünüyor. Uçlarının açık renk olmasını tercih ederdim.

Şimdiye kadar iki kere yıkadım ve ne döküldü ne de formunda bozulma oldu. Aslında iki yıkama yorum yapmak için yeterli değil ama eğer düşünürseniz sezon geçmeden alın istediğim için bu yazıyı hemen yazdım. Bulursam ben de yedekleyeceğim ki bu benim için bir ilk olacak.

1 Kasım 2014 Cumartesi

Bioderma Atoderm Dudak Kremi



Kış geliyor, havalar soğudukça dudaklar da geriliyor. Ben de size geçtiğimiz ocak ayından beri kullandığım Bioderma Atoderm Stick Hydratant'tan (Bioderm Atoderm Dudak Kremi) bahsetmek istiyorum.

Bu krem gerçekten kuru ve çatlamış dudaklarda çok etkili. Dudaklarım kuru olmadığından bu özelliğini yeterinde takdir edemiyordum ama geçen kış hava sıcaklığının - 10'un üzerine çıkmadığı bir yerde rüzgarlı ve karlı havada 4 gün geçirdim. İlk gün dudaklarım derhal çatladı. Akşam bu kremi birkaç kez sürdüm. Ertesi gün de dudağımı korusun diye birkaç kez bu kremi uyguladım. O akşam dudağımın iyileştiğini hayretle gördüm. Her gün dişimi fırçaladıktan sonra kullanıyorum ve genel olarak dudaklarımın durumundan çok memnunum.


Gördüğünüz gibi tipik bir dudak kremi ambalajına sahip. Stick şeklindeki ambalajı kullanışlı olsa da çok kalitesiz. Bunu Bioderma'dan beklemezdim. Kremin kapağı çantamda taşımadığım halde kenarlarından çatladı (ilk fotoğrafa dikkatli bakarsanız görebilirsiniz) ve kapağı da gevşedi. 3 gram ve açıldıktan sonra ömrü 6 aymış. Dediğim gibi ben kokusu ve yapısı değişmediği için on aydır kullanıyorum ve bittinceye kadar da devam edeceğim.

Hoş, şekerli ama hafif bir kokusu var. Dudağa uygulandıktan sonra koku ve tat vermiyor. Beyaz bir krem ve maalesef şeffaf değil. Bence bu ürünün en kötü yanı dudakta beyaz bir tabaka bırakması. Bu yüzden kremi sadece evdeyken kullanıyorum. Beyaz izler kremi parmağınızla dudağınıza yedirirseniz geçiyor ancak.


İçinde shea yağı varmış. Ayrıca bu tür ürünlerde hep olduğu gibi mineral yağ içeriyor. Ben bunu pek dert etmiyorum ama içerik konusunda hassas olanlar varsa yukarıdan inceleyebilir. Paraben de içermediğini not edeyim.

Hem ambalajının kalitesizliği hem de bıraktığı beyaz iz ev dışında bu ürünü kullanmamı engelliyor. Çok etkili bir ürün de olsa dudakların fazla kuru olmadığından benim için vazgeçilmez değil. Krem olarak kesinlikle çok iyi ama bazı dezavantajları yüzünden yeni sulara yelken açtım. Bundnan sonra Alverde'nin aynısefalı dudak kremini deneyeceğim.