27 Şubat 2014 Perşembe

Essence Like A Girls' Night Out EDT


Bugün Aldıklarım - 1 yazısında, Essence'in genç işi parfüm serisinden Like A Girls' Night Out adlı parfümünü Rossman'da indirimde görünce aldığımı sösylemiştim. O günden beri altı-yedi kere kullandım bu parfümü ve şimdi sıra fotoğraflara ve yorumlara geldi.

Cam 50 ml.lik bir şişe ve sert plastik şeffaf bir kapaktan oluşan ambalajı hem sağlam hem de minik fiyonkuyla pek şirin. Parfümü alırken aynı serideki diğer beş parfümü de kokladım. Hepsi de şekerli olan kokuların içinde daha kompleks yapılı ve gece kullanımına daha uygun gibi gelen bu oldu.


Essence 'in 2012 yılında çıkardığı Like A Girls' Night Out da gençlere uygun, şekerli ve tatlı meyve tonlarının baskın olduğu bir koku. Biz ne Sexy Graffitti'ler gördük, bu yine dengeli bir şeftali notası sunuyor, vanilya bunu dengeliyor. Uygulandıktan 15 dk. sonra  misk de ortaya çıkıyor. Erkek arkadaşım ilk kokladığında beğenmiş, ama yarım saat sonra alkol kokuyor demişti. Eleştirisi haklı mı emin olamıyorum, bir daha test etme şansım olmadı. Herkesin teninde koku farklı duracağından ürünün 10 ml.lik boyunu alıp beğenirseniz tam boya geçebilirsiniz.


Kalıcılığı orta uzunlukta, 3-4 saat rahatlıkla etkisini koruyor. Bazı ucuz parfümlerin genzimi yaktığı, hatta gözlerimi yaşarttığı olmuştu. Bu parfümde öyle bir sorun da yaşamadım.


Drugstore ürünü olan bu parfüm elbette high end ürünlerin gücünü ve koku katmanlarını taşımıyor ama ben indirimden 12 liraya aldığım ve günlük kullanım için tercih edeceğim bu parfümden beklediğimi aldım. Hem farklılık olması açısından hem de biraz tasarruf etmek bakımından kullanılabilir.

24 Şubat 2014 Pazartesi

Bugün Aldıklarım - 2


Bu alışverişimi yeşil ve talihsiz addediyorum. Neden yeşil dediğim ortada, fark etmeden her şeyi yeşil amışım. Talihsizliği ise ilerleyen satırlarda ürünler hakkında yazdıklarımda göreceksiniz.

* Foot Factory Nane Aromalı Ayak Banyosu: Gerçekten neden aldığımı bilmiyorum. Ayakları nane aromasıyla ferahlatıp yumuşatma iddiasındaki bu ayak şampuanını ilginçliğine ve şişesine kapılarak aldım. Ayaklarımın duş jelinden aldığı faydadan daha fazlasını bu üründen alacağını sanmıyorum.  Zira duş jelinden farkı ayak banyosu olarak kullanılabilmesi olmalı ve benim genelde böyle sefalar için zamanım yok. Duş sonunda ayaklarımı bu ürünle yıkadım. Şekerli nane kokusunu beğendim. Ataklarım müthiş serinlemedi ama güzel, öyle böyle kullanılıp biter. Fiyatı 5,90 TL


* Pierre F Estheticians Formula Gentle Peel Off Mask: Cildim karma/yağlı. Uzun süredir maske yapmadım ve artık cildime nazik davranacak ve fazla yağı alacak bir maske istiyorum. Üzerindeki 'gentle' ibaresine kanıp bu maskeyi aldım ama yorumlarda hep zor temizlendiği, çok zor soyulduğu, can yaktığı yazılmış. Direk çekmecenin derinliklerine attım. Yüzümde ben tedavisinden kalan yara izleri var ve henüz iki ay olmuşken oları böyle hırpalayamam. Fiyatı 3,95 TL

* Dermokil Kil Etkili Maske (Aydınlatıcı Sıkılaştırıcı Bakım/Yağlı Ciltler/+45 Yaş Grubu): Yağlı cildin çaresi kil. Kil maskesi buldum diye sevinip kasanın yanındaki bu maskeyi de sepete atı verdim ama dükkandan çıkınca fark ettim ki bu ürün +45 yaş grubu için. Ben kullansam büyük ihtimalle hiçbir şey olmaz. Yine de anneme hediye ettim. O da başarılarımın aynen devamını diledi. Fiyatı 4,40 TL


* Eklips Cam Törpü: Anladığım kadarıyla Eklips İtalyan markası ama ürün Çin'de üretilmiş. Açıkçası ben şeklini beğenip aldım başka bir şeyine de bakmadım ama gayet etkili bir iki geçişte tırnağı pürüzsüzleştirip kısaltan bir törpüymüş. Fiyatı 2,50 TL

Bu ürünleri Gratis'ten aldım, ararsanız orada bulabilirsiniz.

23 Şubat 2014 Pazar

Taze Bitti - 1 ve Nivea Duş Jeli

Son on günde her şey bitmeye başladı. Hepsini topladım ve özellikle çok uzun zamandır favorim olan Nivea Duş Jeli'nden bahsetmeye karar verdim.

1. Watsons Pamuk: 100'lük paketini çok ucuza almıştım. Uzun süre de kullandım. Yumuşaklığından memnundum ama biraz pamuk bırakıyordu sanki. Banyo dolabında bekledikçe pamuk diskleri gevşedi ve tabakaları kolayca ayrılmaya başladı. Şimdi Lilibe aldım ama sırf denk geldiği için, bu ürünü yeniden kullanabilirim.

2. Parmex Aseton: Aseton aleminin en güçlüsü! Nemlendiricili, besleyici vs. dese de benim asetondan böyle bir beklentim yok. Zaten bu konuda da çok büyük bir fark görmedim. Kokusunun çocukluğumun asetonları kadar sert olmamasını beğendim. Koyu renk oje kullanmadığım için asetonsuz oje çıkarıcı aldım. Ondan memnun kalırsam artık aseton kullanmam. Yani sorun sende değil Parmex bende…

3. Bebak Bademli El Kremi: Bu küçük boyu Gratis'tan 2 buçuk liraya çantada taşımak için almıştım. Başka küçük boy el kremi olmadığından mecburen aldım ama beklemediğim kadar da memnun kaldım.  Kokusu hafifti ve acı bademli olmadığından normal bir krem kokusundaydı. Kıvamlı olmasına rağmen kolay emiliyordu ve etkisi de kısa sürmüyordu. Yalnız içindekiler bölümüne bakınca dört paraben katlılı kimyasal içerdiğini gördüm. Şu aralar parabensiz el kremi arayışındayım.

4. Carolina Herrera 212 NYC for Women EDT: Favori parfümüm! Önce Summer Limited Edition versiyonunu kullandım; 212'yi böyle keşfettim. Sonra bu 100 ml.'lik klasiği kullandım. Her kullandığımda da oh ne güzelmiş dedim. Orta kalıcılıkta, çiçek ve meyve kokularının yoğun olduğu, gündüz ve bahar-yaz dönemine daha uygun bir koku. Şimdi 6 yıl sonra Summer Limited Edition'ın yeni haliyle yeniden çıkmış. Elbette aldım ve kullandıktan sonra onu da yazacağım.



5. Nivea Shower Cream: Burada Elmas Pırıltısı isimli çeşidini görüyorsunuz ama ben bunu yeni kullanmaya başladım. O zaman taze bitenlerde ne işi var diyebilirsiniz. Bunu bir küçük boyuyla birlikte kampnayalı almıştım ve onu bitirdim. Yıllardır favori duş jelim olan Nivea'nın o kadar çok çeşidini kullanıp litrelercesini tükettim ki yorumlayabilirim diye düşündüm.

Ah ah...
Bu üründen önce duş jelini kavram olarak beğenmezdim. Duru ve Palmolive kullanmış, düzgün durulanmadıkları ve bazen kaşındırdıkları için demek ki bu iş böyle demiştim. Sonra İngiltere'de Sainbury's de ikili bir paket gördüm Şeffaf bir şişede Nivea Shower Gel ve beyaz mat bir şişede Nivea Shower Soft Creme. Aa ne güzel hem jel hem krem alıvereyim dedim. Ben kremi vücut kremi sanıyorum tabi. Meğerse krem formunda duş ürünüymüş ve diğer jellerin verdiği rahatsızlıkların hiçbirini vermiyormuş. Bayımdım, sürekli kullanmaya başladım.



6-7 yıl öncesinden bahsediyorum. O zamanlar Türkiye'de de klasik duş kremini bulabiliyordum, sonra yok kayısılı, yok happy hour derken çeşitleri çıktı. Klasik krem jel ortadan kaboldu. Şimdi de elmas parıltısı olur, başka çeşidi olur hep bunu kullanıyorum ama klasiğin tadını vermiyor. Kokuları çok daha güçlü ve kalıcı olan bu ürünlerin daha çok kimyasal içerdiğini düşünüyorum. Kokuları güzel de olsa beni yoruyor. The Body Shop'ta da aynı sorun var. Duştan çıkınca kremdir, şampuandır, derken kokular zaten birbirne karışıyor duş jeli de bir eksik kalsın. Bir de artık Hydra IQ çıkardılar. Gerçekten kolay durulanmasına rağmen deriyi kurutmuyor. Aşağıda da göreceğiniz gibi içeriğinde birçok nemlendirici yağ var. Ama bana sanki klasik daha iyi temizliyordu, ölü deriyi de atıyordu gibi geliyor.


Yeni favorim Adidas şu aralar ama önce bu yarım litrelik dev şişeyi de bitireceğim. Klasiğini (Soft Creme) bulabilen varsa haber versin. O zaman her şeyi bırakır onu kullanırım :)

19 Şubat 2014 Çarşamba

EWG's Skin Deep

Geçenlerde bir yazımda ürünün içinde parabenin her çeşidi olduğunu söylemiştim. Sonra meraklanıp elime geçen her bakım ve kozmetik ürününün içindekiler kısmını okumaya başladım. Tabi okuduğumu %90 anlamıyordum; anladığım kısım aqua, citric acid ve parabenden ibaretti :)


Sonra bir ürünün üstünde 'penoxyethenol içermez' yazısını görünce neymiş bu diyip internete yazdım. Çok da iyi oldu çünkü sorularımın cevabını EWG's Skin Deep veri tabanında buldum. Bu veri tabanı ürünleri sağlık risklerine ve içerikleri hakkında bilginin seviyesine göre puanlıyor. 0 en temiz 10 ise en riskli ürünlere veriliyor.

Ben de elbette aklıma takılan her içeriğe buradan bakıyorum ve yavaş yavaş öğreniyorum. Mesela anladığım kadarıyla su, gliserin gibi maddeler 0 tehlikeliyken parfüm biraz da içeriği bilinmediğinden en tehlikeli bileşen. Mesela Nylon-12 adı kadar korkunç değil, cilt tarafından emilmeyen, cildi matlaştıran esnek yapılı zararsız bir şey. Penoxyethenol ise parabenin yanında masum kalan bir koruyucu. Yağlı ciltlerin devası salisilik asitin risk puanı 10 üzerinden 4, yani alt sınırdan orta. Yine sık karşılaştıklarımızdan disodium edta, titanium dioxide, iron oxide da gayet zararsız. Parfümlerün riski 10 üzerinden 8-10 arasında değişiyor.

Herkesin cildinin hassasiyeti, vücudunun kimyasallara karşı toleransı farklıdır. Burada bir ürün 10 üzerinden 6 aldı diye hayatımızdan çıkarmamıza gerek yok bence. Diğer yandan 10 puan alan hakkında ikinci kez düşünmek gerek. İçerikler hakkında bilgi edinerek daha bilinçli ve sağlıklı bir tüketici olabiliriz. Siz de bir göz atın. Sitede yer alan güneş ürünleri rehberini, bakım ürünleri hakkındaki mitleri ve sağlıklı alışveriş tüyoları kısımlarını da atlamayın.

17 Şubat 2014 Pazartesi

Garnier Kusursuz Makyaj Temizleme Suyu

Garnier'in yeni ürününden bahsedeceğim demiştim, şimdi sıra ona geldi: Garnier Kusursuz Makyaj Temizleme Suyu. 400 ml'lik şeffaf plastik şişesinin içinde tam su kıvamında ve berraklığında bir ürün. İlk anda bana hemen Bioderma Sensibio H20 Misel Solüsyon'u hatırlattı. Yuvarlak şişesinin ve pembe kapağının da bunda etkisi oldu tabi. Makyaj temizleme suyu işlev olarak da Bioderma Sensibio H20 gibi; makyajı ve kiri temizliyor, cildi yatıştırıyor. İkisi de parfümsüz, hassas ciltler ve göz bölgesi için uygun.

Ben Garnier Kusursuz Makyaj Temizleme Suyu'nu üç-dört kere kullandım. BB krem, allık, göz altı kapatıcısı, kalem, rimel ve fardan oluşan makyajımı üç pamukta (ikisi gözler biri de yüz için) temizledi. Suya dayanıklı rimeli çıkarmada elbette çift fazlı temizleyiciler kadar çabuk değil. Fakat solüsyon ile ıslattığınız pamuğu 20-30 saniye gözünüzün üstünde bekletirseniz tek seferde nazik bir silişle rimelinizi de çıkarabilirsiniz. Pamuğa dökeceğiniz solüsyon miktarını ayarlamak en aşağıda gördüğünüz kapak sayesinde kolay.


Makyaj temizleme suyunun dikkatimi çeken bir diğer özelliği de içeriği oldu. Yukarıda gördüğünüz gibi içindekiler o kadar az ki (zaten biri de su) insanda ister istemez sade ve zararsız olduğu izlenimini bırakıyor. Belki resimden net görünmüyordur içindekileri buraya yazayım: WATER (AQUA), HEXYLENE GLYCOL, GLYCERIN, DISODIUM COCOAMPHODIACETATE, DISODIUM EDTA, POLOXAMER 184, POLYAMINOPROPYL BEGUANIDE. 

Merak edip Bioderma Sensibio Misel Solüsyon'un içeriğine de baktım: WATER (AQUA), PEG-6 CAPRYLIC/CAPRIC GLYCERIDES, PROPYLENE GLYCOL, CUCUMIS SATIVUS (CUCUMBER) FRUIT EXTRACT, MANNITOL, XYLITOL, RHAMNOSE, FRUCTOOLIGOSACCHARIDES, DISODIUM EDTA, CETRIMONIUM BROMIDE. Gördüğünüz gibi sonuç ikisi de aynı etki ve yapıda ama ürünleri içeriği çok farklı. Biodermanın içeriği biraz daha karışık ama daha şifalı ve etkili bir ürün olmasını mı sağlıyor yoksa sadece teknikleri mi farklı bilemiyorum. Bu işten anlayan biri de anlatırsa çok sevinirim. 


Garnier Kusursuz Makyaj Temizleme Suyu'nu ben bir marketten 17 liraya aldım ama biraz kazıklanmışım. Ürünü liste fiyarının altına başka yerlerde bulabilirsiniz; mesela Rossman'da 11 liraydı. Her durumda Bioderma'ya ucuz ve güzel bir alternatif olduğunu düşünüyorum. Nereseyde adı gibi kusursuz. Ama neredeyse… yine de Bioderma benim için bi adım önde, hafif mineralli kokusuna alışmışım, daha ferah geliyor…

Not: Garnier bu ürüne internet sayfasında neden yer vermemiş, daha doğrusu neden Türkiye sayfası bu kadar kısır?

15 Şubat 2014 Cumartesi

Bugün Aldıklarım - 1

Bugün öylesine Rossman'a uğradım. Orayı biraz pahalı buluyorum ama ilginç şeyler de oluyor o yüzden bir bakayım dedim. Ama alakalı alakasız bir sürü şey aldım. Fırça, kupa gibi konumuzla ilgisiz olanları es geçersem durum şu:


* Alouette: Rossman'ın getirttiği bir Alman markası sanıyorum. Tercih nedenim en ucuza en çok mendilin bunun kutunun içinde olmasıydı. Ofis için aldım, henüz denemedim. Zaten ne kadar kötü olabilir ki? (Selpak'tan sonra bu sorunun yanıtı çok tatsız da olabilir) Fiyat: 3,49 TL

* Lilibe Pamuk: Yine daha önce duymadığım ve kullanmadığım bir marka, henüz bunu da kullanmadım. Yalnız pamukta ne gibi bir çeşit olabilir diye düşünürken bu markanın beş çeşit pamuğunu gördüm: Aleo veralı, aleo vera ve provitamin B5'li, organik, mikro fiber ve sade. Pamuktan tek beklentim sıvıyı görünce dağılıp gitmemesi ve göz bölgesinde rahatsızlık vermeyecek kadar yumuşak olması. Kokulu katkılı temizlik ürünlerini sevmiyorum, mentollü kağıt mendil  veya parfümlü hijtenik ped gibi. Belki de önyargılı davrandım ama ben gidip sadesini aldım :) Fiyat: 2,99 TL

İpana 3 Boyutlu Beyazlık Diş Macunu: Diş macununda beyazlatıcı özellik olmamasına dikkat ediyorum zira diş doktorum zamanında beni sıkıca tembihlemiş, diş macunun tek artısı florür ve kalsiyumdur bunun dışında beyazlatıcılar diç minesine zarar verir demişti. Ben de eğer sigara içmiyorsanız beyazlatıcı diş macunlarının çok da etkili olmadığını düşünüyorum. Peki neden bunu aldın o zaman diyeceksiniz… çünkü bunu da ofise götüreceğim ve küçük tüp olarak markasına güvendiğim bir tek bu vardı. Fiyat: 5,29 TL

* Sensodyne Expert Diş Fırçası: Bu da ofise gidecek. Evde de bu fırçanın Precision olanını kullanıyorum ve çok memnunum. Hem yumuşak, hem de küçük başıyla temizlik çok kolay. Üstelik dişleri en iyi temizleyen kıl yapısına sahip; düz ve sık. Fiyat: 8,99 TL

* Essence Like A Girls' Night Out Eau de Toilette: Önce Adidas'ın parfümüne yöneldim, sonra Essence serisini gördüm, şişeleri kutuları hoşuma gitti. Altısını da denedim. Başta hepsi çok ucuz ve keskin geldi ama biraz oyalanınca orta notalarda hiç fena olmadıklarını fark ettim. Üç hafta önce bir 212 Summer aldığım ve hala neredeyse hiç kullanmadığım bir Nina Ricci'nin de bulunduğu düşünülürse aslında bu biraz fazla oldu. Ama günlük kullanımda hem farklılık hem de tasarruf için iyi olacağını düşündüm. Gece kullanımına daha uygun olduğu için de bunu tercih ettim. Daha detaylı yorumlarım yakında gelecek. Fiyat: 11,85 TL

13 Şubat 2014 Perşembe

Rimel Hikayem



Rimel pek kullanmam, klasik şey işte gece dışarı çıkarken, özel günlerde vs. O yüzden de hepi topu üç rimel kullandım, işte size rimel maceram:

1. Maybelline Great Lash: İlk maskaram. İlk dediysem o zamanlar da on dört yaşında falan değildim. Geç tanıştım yani maskarayla. Neyse efendim bu ürünü gece dışarı çıkarken, yemeklere katılırken filan kullanmak için İngiltere'de Boots'tan aldım. Fiyatı çok uygundu, tanıdığım bir markaydı ve 'suya dayanıklı'ydı. Alıverdim.


Gördüğünüz gibi düz bir fırçası var. Kirpiklerimi ayırması ve boyanın topaklanmaması açısından fırçasından gayet memnundum. Müthiş bir hacim kazandırmıyordu ama bu benim kirpiklerimin çapsızlığı. Yine de güzel bir renk ve yoğunluk veriyordu. Yalnız gece olup da gözlerimin temizlenme vakti geldiğinde pamukta gördüğüm kirpiklerden rahatsız oluyordum. Gün boyu dökülemeyen kirpikler miydi bunlar, göz temizleyicim mi kötüydü (o zamanlar Booths'un ürününü kullanıyordum), ben mi beceremiyordum, yoksa rimel mi döküyordu? Hesabı rimele kestim ve bir yıl boyunca ara sıra kullandıktan sonra şuna geçtim.

2. Clinique Gentle Waterproof Mascara: Clinique hassas ciltler için ürünleri olan, nisbeten pahalı ama daha nazik içerikler üreten bir marka. Maybelline'den sonra duty free'den bu maskarayı tek kriterim yumuşak olsun, zarar vermesinken aldım. Gördüğünüz gibi bu da 'gentle' olanı. Aşağıda gördüğünüz gibi fırçası Maybelline'a göre çok daha sık. Nitekim ben de hem kirpiklerimi boyamasından, hem boyanın topaklanmamasından, hem de akmamasından çok memnundum. Kirpiklerimin dökülmesi de dikkatimi çekmedi. 


Sanırım miktar olarak azdı ama ben de az kullandığım için bana uzun süre gitti. Hatta şimdi bir çoğunuz aman sen ne yaptın! diyeceksiniz ama ben bu rimeli 3 yıl kullandım :) En son ya bitti, ya da kurudu. Doğru düzgün boyamamaya başlamıştı. Ben de nedense atmadığım Maybelline'a geri döndüm. Evet yanlış duymadınız, yaklaşık 4 yıl önce aldığım rimeli kullandım. Maybelline hala kurumamıştı. Kalıcılığında, temizlenmesinde hiç sorun yaşamadım. Böyle de uzun ömürlüymüş yani. Ama sonuçta gözüme yazık diyerek son maskaramı aldım.

3. Max Factor 2000 Calorie Dramatic Volume: Almadan önce blogları dolaştım, yorumları okudum. Kriterleirm şunlardı: pahalı olmasın, akmasın ve siyah olsun. Max Factor'un maskara konsunda çok iyi olduğunu söylüyordu çoğunluk. Özellikle 2000 Calorie çok tavsiye ediliyordu. Normal fiyatı 40 lira civarında olan ürünü Watsons da %25 indirimli görünce aldım, gitti. 


Yine siyah, yine düz fırçalı ama bu sefer boyanın az da olsa topaklandığını ve kirpiklerimi birbirinden ayırmadığını gördüm. Kirpik tarağıyla ayırdım sorun değil. Şimdiye kadar iki kez kullandım, o yüzden belki elim alışmadı diyorum. Renginden, kirpiklerimi uzatmasından memnumum. Belki de üçlü arasından bu açıdan en başarılısı. Ama yine pamukta Maybelline'da olduğu kadar olmasa da kirpikler görüyorum, bir-iki tane. Normal mi? Siz ne kullanıyorsunuz? 

Edit: Max Factor'un topaklanma sorunu artarak devam ediyor. Bu yüzden genel performans açısından 2000 Calorie maskarayı üçü arasından en sona koydum. Biraz daha kullanıp verdiğim parayı çıkardıktan sonra dermokozmetik veya mineral makyaj markalarından birinin maskarasına geçip oradan ayrılmamayı düşünüyorum.

12 Şubat 2014 Çarşamba

Bebak Acı Badem Sütlü Makyaj Temizleme Mendili: Acısı Çok Acı


Makyajla aram olmadığı için makyaj temizleme ürünleri hakkında da pek tecrübem yoktur. İlk yazımda da belirttiğim gibi şu günlerde makyaj temizleyici arayışındaydım. Watsons'a bambaşka nedenlerle girdim ve Bebak Acı Badem Sütlü Makyaj Temizleme Mendili'ni görünce de neden olmasın diyip aldım. Fiyatı 4 buçuk lira gibi bir şeydi. 

Alırken de göz makyajımı çıkarabilir mi diye baktım; maskaranızı çok güzel temizler mealinde bir ifade görünce için rahat şekilde sepete attım. Bir blogda da Bebak'ın çok eski bir marka olduğunu, bu ürünün süt formunun ucuz ve fiyatına göre performansının güzel olduğunu okumuştum. Badem sütlü el kremini de zevkle kullanıyordum. Yani bütün şartlar sağlanmıştı.

Akşam eve geldim, mendili göz bölgeme sürmeye başladım. Daha yüzümü gözümü temizleyemeden kendimi lavabonun başında yandım anam diyerek yüzümü bol suyla yıkarken buldum. Hassas bir cildim olmamasına rağmen canım o kadar yandı ki! Dikkat ederseniz gözüm yandı demiyorum, kaşlarımdan elmacık kemiklerime kadar tüm göz bölgem kavruldu. 

Çok naif biri olduğumdan ben cildime sert davrandım, hırpaladım diye düşündüm ve ertesi gün göz kalemi ve fardan oluşan hafif makyajımı çıkarmak için yine Bebak kullandım ve yine acı bademin acısının nasıl bir şey olduğunu yaşayarak gördüm :)


Yukarıda ürünün içindekileri ve kullanım şeklini görüyorsunuz. Oradaki abla huzur içinde gözünü siliyor ama bu benim için geçerli değil. İçindekiler bölümü de ilgimi çekti. Herkes paraben fobi içinde ama bu üründe etil, metil derken parabenin her çeşidi var. Kimisi de zararlı değil, o olmazsa başka koruyucular koyarlar diyor. Ben kararsızım ama açıldıktan sonra 3 ay içinde tüketilecek bir ürün için bu kadar çok koruyucu fazla değil mi?

Şimdi bu ürünü göz ve dudak bölgesinden uzak tutarak kullanıp bitirmeye çalışıyorum. Oysa diğer kozmetik ürünlerinden farklı olan o sert acı badem kokusunu da sevmiştim. Şimdi Garnier'in yeni ürününü kullanıyorum. Onu da sonra anlatırım. 




Merhaba!

Merhaba!

Dün hangi makyaj temizleyici hangi makyaj malzemesi ve cilt tipine uygundur diye araştırıyordum. UzmanTV'de dermatolog bir uzman 'su bazı maskara' kullanılmasını bunun daha kolay çıkacağını söylüyordu. Tam ben acaba su bazlı maskarayı nereden bileceğim diye düşünürken '… yani waterproof' dedi. (Böyle de sansasyonla başlıyorum bloguma:)) Böylece anladım ki ne varsa bloglarda var. Gerçek merakın ve birinci elden tecrübenin yerini hiçbir şey tutmuyor.

Bir de ben neden en azından kendi tecrübelerimi yazmayayım dedim. Herhalde daha fena ahatalar yapmam. Reklam amacı gütmeden, kullandığım ürünleri, nerelerden temin ettiğimi, yakaladığım kampanyaları aktarmayı istiyorum. Makyajla pek aram olmadığından çoğunlukla bakım ürünlerini bulacaksınız burada. Bol bol da tavsiye isteyeceğim sizden.

Sevgiler...