26 Eylül 2015 Cumartesi

Primavera Balancing Nemlendirici


Primavera doğal içeriğiyle ön plana çıkan bir Alman markası. Bugünkü konumsa markanın yağlı ciltler için olan Balancing serisinden ıhlamur ve üzüm çekirdeği özlü nemlendiricisi. Ben bu mini boy nemlendiriciyi bir setle birlikte aldım ve yine serinin toniği ve yüz temizleme jeliyle birlikte bir aya yakın kullandım. Artık yorumlarımı paylaşmaya hazırım

Primavera Balancing Nemlendirici çabuk emilmeyi, aydınlık ve mat bir cilt oluşturmayı ve sebumu düzenleyerek nem dengesini sağlamayı vaad ediyor. Cremefluid, yani akışkan bir krem. Gerçekten de ince yapılı beyaz bir ürün. Cilde dağıtmak yedirmek çok kolay. Diğer taraftan cilt tarafından çok kolay emilen bir nemlendirici olduğunu düşünmüyorum. Bir süre cildinizde yapışkan bir his bırakıyor ve uzun süre dokunduğunuzda cildinizde bir şey olduğunu anlıyorsunuz. 


Az bir miktar losyon tüm cilde yeterli geliyor. Bunun bir nedeni rahatça dağıtılabilmesiyken diğer bir nedeni de ürünün gayet nemlendirici olması. O kadar ki bence yağlı ciltler için tasarlanmış bir krem için fazla nemlendirici. Cildim birkaç saat içinde parlamaya başlıyor. Nasıl parlamasın? Aşağıda ürünün içeriğini görebilirsiniz. Göreceğiniz gibi içinde ayçiçeği, zeytin, kuşburnu, ıhlamur, kanola, jojoba, üzüm çekirdeği gibi çeşit çeşit yağ var. Yağlı ciltlere bu kadar yağlı bir nemlendirici üretmek gereksiz hatta kötü. Niteki benim cilidime de özellikle yaz aylarında ağır geldi. Neyseki sivilce yapmadı ama beyaz noktalarımdaki son dönemdeki artış da gözümden kaçmadı.

Primavera Balancing Nemlendirici'nin içinde yağ olmasını beğenmesem de aslında çok güzel bir içeriğe sahip. İçeriğindeki hemen hemen tüm maddeler organik tarımla elde edilmiş. İçinde paraben ve mineral yağ yok. Yapay parfüm de içermiyor, kokusu esansiyel yağlardan geliyor. Kokusu belirgin ama doğal ben rahatsız olmadım. Yalnız uçucu yağlardan mıdır bilmiyorum ürün göz çevresinde kullanmaya pek müsait değil (sorun olmadığı sürece göz kremi yerine yüz nemlendiricimi kullanıyorum), hafif bir rahatsızlık veriyor.


Özet geçersem temiz içerikli ama yağlı ciltlere uygun olmayan, kuru havalarda normal ciltlerin severek kullanabileceği bir ürün. 30 ml.lik tam boyunun fiyatı da 26 avroymuş. Ben bu mini seti 10 avroya almıştım ve çok daha uyguna gelmişti (Alışveriş yazısı burada). Etiket fiyatını da vermediğime memnunum. Ben tekrar almayacağım uygun ciltli biri için iyi bir tercih olabilir.

Primavera Balancing Nemlendiricinin web sayfasına BURADAN ulaşabilirsiniz.

24 Eylül 2015 Perşembe

The Body Shop Kaş ve Kirpik Jeli


Bakım, güzellik meselelerine meraklı olsam da kaşlarım ilgi alanımın dışında. Hem de o kadar dışındaki bırakın doldurmayı veya bakım yapmayı kaşlarıı almıyorum bile. Yalnız uzun kaşlarımı sabitlemezsem gün içinde komik görüntüler oluşabiliyor. Ben de şeffaf jel kullanıyorum. Daha önce Alverde'nin kaş ve kirpik jelini kullanmıştım ve çok memnun kalmıştım. O ürünü maalesef Türkiye'de bulamadığım için yeni bir ürün denemek zorunda kaldım. Bu sefer de gördüm ki zaten şeffaf kaş jelinde pek fazla seçenek yok. 

The Body Shop Kaş ve Kirpik Jeli, maskara gibi bir tüpte. Eğer kaş farından sonra kullanacaksanız şeffef olması bir süre sonra iğrenç görünmesine neden olabilir ama ben jeli tek başına kullandığım için sorun olmuyor. Hatta ürünün ne kadar kaldığını gördüğüm için iyi bile.

Fotoğrafta gördüğünüz gibi fırçası ince, kılları kısa. Bence kaş için gayet uygun. Kaşları güzel tarıyor. ince olduğu için etrafa fazla ürün bulaştırmıyor. 


Kaşlarda ıslak ve yapışkan his bırakmıyor yine de biraz kurumasını beklemek gerek. Kuruduktan sonra bile sertleşmiyor. Elimle yokladığımda hafif yapışkan mı desem, tutuk mu desem böyle değişik bir yapısı olduğunu anlıyorum ama dediğim gibi rahatsızlık vermiyor. Kalıcılığı fena değil. Elinizi sürmezseniz, şapka takmak, üst değiştirmek gibi kaşlarınızı bozabilecek şeyler yapmazsanız yani sakin sakin durursanız bütün gün dayanıyor ama biraz hareketliyseniz belli olmaz.

Bu jeli kirpiğimde de birkaç kez denedim ama çok ıslak olduğu için sevmedim. Zaten kirpikleri ıslak göstermekten başka şeye yaramıyor. Maskara sürmediğim günlerde kirpiklerime far dökülmüşse onları temizlemek için kullanıyorum. Onun dışında kirpiklerde kullanmanın manası yok bence.



The Body Shop Kaş ve Kirpik Jeli'nin etiket fiyatı 30 lira. Bence işlevine göre biraz fazla. Ben %20 indirim yakalayıp öyle almıştım. Yine de fazla :) 10 ml.lik ürünün uzun süre gideceğini düşünüyorum. Yaklaşık 4 aydır kullanıyorum ve henüz yarısına gelmedim. Paketinde açıldıktan sonra 6 ay ömür biçilmiş ama bence kokusu veya rengi değişmedikçe buna gerek yok. Şu an memnunum ama bitince yeni şeyler denemek isteyebilirim. Alverde hala favorim.

Maalesef Alverde Şeffaf Kaş Jeli hakkında inceleme yazısı yazmamışım ama BURADAKİ YAZIDAN biraz okuyabilirsiniz.

20 Eylül 2015 Pazar

L'oreal Perfect Clean Peeling


Birkaç yıldır dermokozmetik veya doğal/organik cilt bakım ürünlerini kullanıyorum. Ergenliğimin 'drugstore' markalarıyla aramda büyük bir mesafe var. Yalnız gördüğüm ilk andan beri L'oreal Perfect Clean serisi çok ilgimi çekiyordu. Bunun nedeni tabiki silikon peddi. Sonunda serinin tüm cilt tipleri için uygun olguğunu iddia eden peelingini aldım. Bu peeling gözenekleri temizlemeyi, cildi yumuşatıp pürüzsüzleştirmeyi vaat ediyor.


Önce peelingin kendisinden bahsedeyim. SLS içeren ve bol bol köpüren, çok yoğun olmamakla birlikte sert parçacıklar içeren bir peeling. Çok bastırmadan masaj yapıldığında aşırı hassas olmayan ciltlere zarar vermeyecektir. Diğer taraftan günlük kullanıma da uygun bir ürün değil bence. Her gün kullanılırsa cildi tahriş edeceğini ve kurutacağını düşünüyorum. O yüzden cildim yağlı olmasına rağmen ben haftada 1-2 kere duşta kullanıyorum. İçeriği temiz içerik arayanlara hiç uymayacak cinsten. Parfüm listenin sonunda olsa da ürün buram buram kayısı kokuyor. Kokusu yapay ama kötü değil. Yine de duşta buharla birlikte soluduğumda zehirleniyormuşum gibi gelmiyor değil. Kokusunun daha az olmasını tercih ederdim.

Cildi güzel temizliyor ve biraz da pürüzsüzleştiriyor ama The Body Shop Seaweed peeling veya Yves Rocher kayısılı peeling kadar cildimi pürüzsüzleştirip yumuşattığını söyleyemem. Performansına ortalama diyeyim. 150 ml.lik şişede satılıyor, ben indirimde 10-13 lira gibi bir şeye almıştım ama etiket fiyatı 18 lira civarında ama sık sık indirimli bulabilirsiniz. Ekonomik bir ürün yani. İçeriği, kokusu, performansı ve fiyatını bir arada değerlendirince benim için sıradan bir ürün oluyor. Tekrar tekrar alacağım veya şu an kullanırken çok memnun kaldığım bir ürün değil.


Şimdi gelelim bu peelingi esas alma nedenime; yani silikon pede. Peelingi ped ile uygulamaya çalıştığımda peeling parçacıkları pedin silikon kılları arasında kaldı ve peeling işlevini yerine getiremedi. Bu yüzden ürün tasarımında hata olduğunu, peeling için bu pedin gereksiz hatta kötü bir fikir olduğunu düşünüyorum. Ammaa… yüz temizleme ürünleri için bu ped harika bir şey. Pedi önce çok az köpüren Freeman Armutlu Arındırıcı Temizleme Jeli ile kullanmaya başladım. Ürünün daha çok köpürmesini ve böylece cildimi kolayca temizlememi sağladı. Parmaklarımla masaj yapmamdan çok daha etkili olduğunu da düşünüyorum. Pedi kullandıktan sonra cildimi daha aydınlık ve temiz buldum. Üstelik dudaklarımda kullandığımda peeling etkisi sağlıyor istediğim ruju sürebiliyorum :)

Cilt temizlerken fırça kullanma taraftarı değilim ama bu ped o kadar yumuşak ve nazik ki hiçbir soruna yol açmadı. Kolayca temizlenip arkasındaki vantuzla herhangi düz bir yerde kurumaya bırakılabilmesi de cabası. İleride L'oreal Perfect Clean serisinden bir ürünü sırf bu silikon ped için alabilirim. Özetle peeling sıradan ama silikon ped denenmeye değer ve gerçekten etkili.


10 Eylül 2015 Perşembe

Taze Bitti


Bu yazıda Temmuz ve Ağustos aylarında bitirdiğim bakım ürünleriyle karşınızdayım. Hem uzun süredir biriktirdiğim için hem de elimdeki mini boyları bitirmeye karar verdiğim için çok ambalaj birikti, uzun bir yazı olacak. Ürünler hakkındaki detaylı yorumlara ürünün adına tıklayarak ulaşabilirsiniz. O zaman mini boy cilt ürünleriyle başlayalım.



Clinique Moisture Surge Thirst Relief Nemlendirici: Yağsız, kolay emilen ve cilde pürüzsüz bir dokunuş veren bir nemlendiriciydi. Sivilce yapmadığı gibi parfüm de içermiyor. Yalnız bahar havalarında bile benim yağlı cildime biraz fazla geldi, tam boyunun fiyatı da performansına göre fazla. O yüzden yeniden almayacağım ama pek çok kişiye hitap edecek bir ürün.

Clinique Clarifying Tonik: Daha önce pek çok defa kullandığım için hakkında rahatça yorum yapabiliyorum; hatta detaylı yazısını da yazdım. Cildi çok iyi arındıran, dezenfekte eden ama aşırı alkollü o yüzden cildi yıpratıp yoran bir tonik. Sadece maskelerden sonra veya ağır makyajları temizledikten sonra kullanmak en iyisi. Düzenli ve sürekli kullanılacak bir ürün değil.

Clinique Anti-Blemish Solutions Tonik: Clarifying toniğe çok benziyor, aynen onun gibi bol alkollü ve arındırıcı bir tonik. Farklı olarak içinde pudra da var. Clarifying tonik hakkındaki yorumlarım bu tonik için de geçerli.

Clinique Anti-Blemish Solutions Sabun: Gıcır gıcır temizlik hissi güzel ama kullandığım 1 ay boyunca sürekli sivilcelendim. Hala lekeleri duruyor. Ne anladım bu işten?! Elbette bir daha almayacağımı.

Clinique Dramatically Different Moisturizing Gel: Cildi matlaştırıp pürüzsüzleştiren ama etkisi kalıcı olmayan bol silikonlu bir jel krem. Yağlı ciltler için son derece uygun. Ben severek kullanıyorum, hızlı emilmesini, yapısını beğeniyorum. Yalnız hafifçe nemlendirip geçici olarak cildi pürüzsüzleştirmek dışında bir etkisi olmayan nemlendirici için tam boyunun fiyatını fazla buluyorum. Böyle paketlerden çıktıkça kullanırım.


Nivea Suya Dayanıklı Göz Makyajı Temizleyicisi: Fotoğraftaki gizemli ürün beni göz makyajımı krem ürünle ve parmaklarımla çıkarmaya alıştırdı. Gözlerimi yakmadı, kızartmadı. Suyla kolayca durulandı ve yağlı bir yapısı da yoktu. Yalnız maskarayı tam anlamıyla temizlemediğini, çok az da olsa kalıntı bıraktığını fark ettim. Bu yüzden yeniden almayacağım ama asla fena bir ürün değil.

La Roche Posay Anthelios Extreme Fluid SPF 50 Güneş Kremi: Çok çok iyi koruyan, beyaz iz bırakmayan, ciltte fazladan parlama yapmayan bir güneş kremiydi. Alkol içeriğinin fazla olması ve cilde yedirirken soyulup çıkması kötü özellikleri. Şu an başka ürünler kullanıyorum ama ileride bu ürünü veya aynı seriden başka bir güneş kremini kullanabilirim.

Kneipp Regeneration Göz Kremi: Temiz içerikli, hijyenik ambalajlı, güzel nemlendiren bir üründü. Yalnız cilt tarafından emilmesi baya zaman alıyor, makyaj altında kullanmaya pek uygun değil. Kullandığıma memnunum ama tekrar almak yerine yeni şeyler deneyebilirim. Hatta hiç göz kremi almayıp yüz kremimi kullanmayı düşünüyorum.


Freeman Deniz Mineralli Kil Maskesi: Cildimi aydınlatıp temizleyen bir maskeydi. Fiyatı da ürün miktarına göre çok iyi. Severek kullandım ancak yenisini almayı düşünmüyorum çünkü ciltte alerji/kızarılık yapmaya çok müsait bir ürün. Unutup maskeyi yüzümde biraz fazla tutarsam hemen kızarıyordum. İleride kömürlü maskesinin küçük boyunu alabilirim.

Montagne Juenesse Maskeler: Montagne Juenesse maskeleri çok seviyorum. İki maskeyi de severek kullandım, cildim o günlük daha pürüzsüz ve aydınlık oldu. Cildimin temizlendiğini ise ertesi gün bile fark ediyorum. Kağıt maskelerin pratik ama bana garip geliyor. Yine de Dead Sea Mud Spa bile hoşuma gitti. Diğer Mantagne Juenesse markalı maskeler için BURAYA.


Superdrug Sensitive Traş Köpüğü: Azıcık bir miktarı acayip köpüren, traşı kolaylaştırıp tahrişi azaltan, ciltte en hassas yerlerde bile rahatsızlık vermeyen bir üründü. Şu an daha temiz içerikli diye İsana'nın köpüğünü kullanıyorum ama bu ürüne geri dönebilirim.

H&M Desert Rose Vücut Losyonu: Üçlü bir banyo setinin parçasıydı, biraz el kremi biraz da vücut losyonu olarak kullanıp bitirdim. Hafif yapısı, hemen emilmesi hoşuma gitti. İçeriği sıradan ve kötü olduğu iddia edilen maddelerle dolu. Kokusu hoş ama parfümlü kremler güneş lekesine neden olabildiği için beni tedirgin ediyor. 

Bath & Body Works Pure Paradise Duş Jeli: Klasik bir duş jeli. İçindeki SLS ile bol köpürüp cildi bir güzel temizliyor. Cildim kuru olmadığından bu durumdan rahatsız değilim. Yalnız bu ürünün kokusu bana fazla geldi. Yaz günü sıcak su ve buharla birleşince iyice çekilmez hal aldı. Bath & Body Works ürünlerinin tümünde olduğu gibi bu ürünün de tek olayı kokusu olduğu için bir daha almam.


Superdrug Aseton: 2 liralık fiyatıyla sürekli tercih ediyorum. Bu üst üste kullandığım 3. şişe, halen 4. şişemin yarısındayım. Belki müthiş değil ama iş gören bir ürün. Fiyatı böyle kaldığı sürece almaya devam ederim.

Colgate Triple Action Diş Macunu: Bana promosyon olarak verilmişti zaten çok ucuz bir ürün. Fena değil, temizlik hissi veriyor, bir zararını görmedim. Hem içeriğiyle hem etkisiyle sıradan bir ürün o yüzden tekrar tekrar almam.

Oral-B Sensitive Yedek Başlık: Daha önce Presicion Clean olanı kullanmıştım. Sensitiv olanı da çok yumuşak vs. değilmiş ama yine de daha iyi bence. Tek sıkıntı Oral-B başlıkların pahalı olması. 2'li pakette yaklaşık 30 liraya satılıyor. Birkaç ayda bir bir baçlık değiştirmek gerekiyor o yüzden ucuz ikamesini arıyorum. Rossmann'dan Perlodent markalı başlıklardan aldım. Sonucundan haber veririm.

Organique Gliserinli Sabun: Görünüşüyle beni cezbetmişti. Temizlemesini, köpürmesini ve eriyip gitmemesini de beğendim. Sonuç olarak bir sabun; indirimsiz fiyatı (10 lira) fazla olsa da indirimli bulursam alabilirim.



Bu fotoğraftakileri de tatilde bitirdim. Montagne Jeunesse maskeler ve Colgate diş macunu için söylediklerim buradaki ürünler için de geçerli. Essence Like A Trip to New York EDT ise çantada taşımak için aldığım, hafif, meyveli ve basit bir kokuydu. 10 ml.lik boyunun 10 liraya satılması bence biraz fazla ama indirimli bulursam yine alabilirim. 

2 Eylül 2015 Çarşamba

Clarins UV Plus High Protection Day Screen



Lekelenmeye yatkın, son derece yağlı bir cildim var. Yani hem her gün yüksek faktörlü bir güneşten koruyucu kullanmam hem de bu sırada daha fazla yağlanıp parlamamam lazım. Bu sürekli yeni kremler denemek demek. 

Bir süredir de  Clarins UV Plus HP Day Screen kullanıyorum. Clarins UV Plus yağsız, %100 mineral, antioksidanlar içeren, 40 koruma faktörlü bir ürün. Cildi kirlilikten ve serbest radikallerden koruyor, güneşten kaynaklanan yaşlılık lekelerini engelliyormuş. Ürünün içindeki Clarins Anti-Pollution Complex patentliymiş hatta.


Ürünün en önemli iddialarından biri çok hafif yapıda olması. Clarins UV Plus HP Day Screen kıvamlı beyaz bir sıvı. Sıvı olduğu için kullanmadan önce çalkalamak gerekiyor. Yağlı değil ama kaygan bir yapısı var. Bu makyaj bazı gibi silikonlu olmasından kaynaklanıyor. İstediğiniz kadar sürün ağırlık yaratmıyor, hemen emiliyor ve çok kolay dağılıyor. Beyaz iz bırakmıyor. Bunlar da mineral filitre içermesinin sonuçları. İlk anda biraz parlak gelse de birkaç dakika ürünün iyice cilt tarafından emilmesini bekleyince ne mat ne parlak doğal bir görünüm oluşuyor. Gün içinde cildim yapısı gereği parlasa da Clarins UV Plus durumu kötüleştirmiyor.


Peki ya koruması? Ben bu ürünü sabahları bolca sürdükten sonra üstüne transparan pudra geçerek kullanıyorum. Sanırım baharın sonlarına doğru kullanmaya başladım, yani güneşli bir dönemdi. Bu dönemde bronzlaşmadım. Yalnız gül suyundan kaynaklandığını düşündüğüm bir lekenin oluşmasını da engelleyemedi. Bilemiyorum bu lekeyi belki hiçbir güneş kremi engelleyemezdi ama yine de bu olay korumasının harika olmadığını düşündürttü bana. Bu yüzden Clarins UV Plus HP Day Screen'i benimki gibi lekelenmeye müsait olmayan veya gün içinde sık sık güneş kremini tazeleyebilenlere öneririm.

Nemlendirme özelliği çok az. Eğer kuru ciltliyseniz murlaka nemlendirici de kullanmanız gerekir. Parfüm içeriyor ama kullanırken kokusunu hissetmiyorsunuz. İçinde bazı doğal maddeler içerse de içerik konusunda çok hassas olanları tatmin etmeyecektir. Makyaj altında harika bir ürün. Sanki bir makyaj bazı. Cildi pürüzsüzleştiriyor, allığın kalıcılığını artırıyor, kapatıcının dağıtılmasını kolaylaştırıyor.

Clarins UV Plus çok minik, kullanışlı bir şişesi var. 30 ml. olması kötü aslında çünkü gün içinde tazelerseniz bir şişeyi çabucak bitirebilirsiniz. Bir şişenin 130 lira civarında olduğunu düşünürseniz bu pek sürdürülebilir bir şey değil. Bu yüzden bu ürünü çok sevsem de bir yandan da bir ikame arıyorum.

Özetle incecik yapılı bir güneş kremi arıyorsanız işte onu buldunuz. Normal bir cildi günlük olarak korumaya yetecek güçte bir ürün. Deniz kenarında, karda, lekelenmeye meyilli ciltlerde korumasının yeterli geleceğini sanmıyorum. Şimdi 50 faktörlü olarak piyasaya sürüldü, içinde fiziksel filitre de var. Bu yeni ürünün koruma açısından daha güçlü olacağını ümit ediyıorum. Pahalı olmasa hep alıp elimin altında bulunduracağım bir krem olurdu ya da çok güçlü bir koruması ve gün boyu kalıcılığı olsaydı ancak o zaman bu kadar parayı verebilirdim. Şimdi muadilini arıyorum, umarım bulurum. Yine de yeni formülünü de deneyeceğim.