30 Haziran 2014 Pazartesi

The Body Shop Seaweed Pore Cleansing Facial Exfoliator


Bugün konuğum çok sevdiğim bir ürün: The Body Shop Seaweed Pore Cleansing Facial Exfoliator (Yosun Gözenek Temizleyici Yüz Peelingi) Seaweed (deniz yosunu) serisi The Body Shop'un karma ve yağlı ciltlere özel serisi. Ürün tanıtımında bu peelingin jojoba ve zeytin çekirdeği parçacıkları ile cildi temizlediği, liflerle matlaştırdığı ve sabunsuz olduğu yazıyor.

Ürün içinde iri tanecikler olan ve suyla köpüren turuncu renkli bir jel. Kokusu narenciyi anmımsatıyor ama tam öyle de değil. Ben seviyorum. Ürünü duşta yüzümü yıkadıktan sonra kullanıyorum. Nohut kadar bir peeling yüzüme, boynuma, dekolteme ve hatta omuzlarıma yetiyor. Dediğim gibi tanecikler büyük ve sert olduğundan çok nazik davranmaya dikkat ediyorum. Olabildiğince bastırmadan yapmak kaydıyla dairesel hareketlerle uygulamaya bir süre devam ediyorum, acele etmiyorum. Sonra iyice duruluyorum. Zaten ılık suyla kolay durulanıyor.


Benim gibi yağlı cilde sahipseniz peeling yapmanın faydasını siz de çok iyi biliyorsunuzdur. Kuru bir cilt için nem maskesi ne ise yağlı cilt için de peeling o demek. Bir peelingden ne beklersiniz? Ölü hücreleri, gözenekleri tıkayan yağ ve kiri,  ciltte uzaklaştırımasını? Sivilceleri azaltmasını? Cildi daha canlı ve pürüzsüz yapmasını? Bu peeling benim bütün bu beklentilerimi karşılıyor. İlk kullandığımda cildimin ne kadar pürüzsüzleştiğine şaşırımıştım, ellerimi yanaklarımdan çekememiştim. Hala da ilk günkü kadar beğeniyorum. Bu peelingi kullanmaya başladığımdan beri cildim hiç pul pul olmadı. Her kullanışta üstten bir tabakayı atıyor gerçekten.

Söylediğim gibi içindeki tanecikler biraz irice o yüzden hassas veya hali hazırda ilaç tedavisinden soyulan, incelmiş cildiniz varsa dikkat edin. Ben günlük kullanıma da uygun bulmuyorum. İnsan o kaymak gibi cildi her gün yaşamak istiyor ama 2-3 günde bir kullanmak en iyisi.

75 ml.lik bir ürün. 3 aydır 2-3 günde bir kullanıyorum. Sanırım yarısını yeni bitirdim veya biraz geçtim. ŞURADAKİ yazımda anlattığım gibi 3 al 2 öde kampanyasıyla almıştım. Etiket fiyatı 29,90 lira, o zaman biraz pahalı gelmişti. Performansını ve uzun süre yeteceğini görünce bu fiyat fazla değilmiş dedim. Elimde L'oreal'in şu içinde ped olan peelinginden var. O bitince The Body Shop Seaweed Pore Cleansing Facial Exfoliator'a dönerim bence.

İçindekiler

Bu serinin yüz yıkama jelini, nemlendiricisi, 15 koruma faktörlü gündüz kremini ve toniğini de kullanmıştım eskiden. Serinin en iyi ürününü atlamışım. Yine de seriyi de genel olarak beğeniyorum, The Body Shop'un vücut ürünlerini ortalama bulsam da bu seriyle birlikte cilt ürünleri baya iyiymiş diye düşünmeye başladım.

Kısaca benim cildim yağlıdır ve pek hassas değildir, öyle bir peeling olsun ki cildimi pürüzsüzleştirsin, güzelce temizlesin, ferahlatsın, ölü derilerimi söküp atsın diyorsanız işte aradığınız peeling. 

28 Haziran 2014 Cumartesi

Garnier Express Çift Etkili Göz Makyajı Temizleyicisi



Garnier'in Kusursuz Makyaj Temizleme Suyu bir anda patladı biliyorsunuz. Onunla aynı seriden olan Garnier Express Çift Etkili Göz Makyajı Temizleyicisi de olumlu yorumlar alıyor. Ben de artık misel suyla suya dayanıklı maskarayı çıkarmaktan bıkıp çift fazlı bu makyaj temizleyiciyi aldım. Gördüğünüz gibi şişenin de neredeyse yarısına geldim. Yorumlarıma geçmeden ürün ve gözlerim hakkında bilgi vereyim:

Çift fazlı, suya dayanıklı ürünleri çıkarabilecek, parabensiz, kirpikleri güçlendirdiğini iddia eden bir ürün. Benim gözlerimse cildimin geri kalanının aksine hassas ve kirpiklerim de maskaramı temizlerken dökülüyor. Bazen pamukta hiç kirpik görmüyorum bazen de dört tane birden görüyorum.

Bu temizleyici gözlerimde batma, yanma gibi rahatsızlıklara neden olmadı. Bazen maskara kolay çıksın diye pamuğa çok ürün döküyorum ve tabi gözümün üstünde bekletirken gözüme kaçırıyorum. O zaman hafif bir rahatsızlık hissetsem de sorun olacak bir şey değil. Aşırı hassas değilseniz bence kullanabilirsiniz.

Kirpiklerim yüzünden her gün rimel sürmüyorum, dolayısıyla her gün bu ürünü de kullanmıyorum. haftada 1-2 defa kullanmayla da kirpikleri güçlendirmiyormuş onu gördüm. Zaten bir makyaj temizleyici bunu başarabilir mi emin değilim. Hatta böyle iddialı vaatler bana biraz itici geliyor.

Tek hamlede çıkanları görüyorsunuz.
Gelelim en önemli kısma, temizliğe. Ben pamuğa bolca döküp gözümde biraz bekletip öyle siliyorum. Tek hamlede rimeli farı kalemi kapatıcıyı her şeyi silip atıyor diyemem ama makyajınızın geniş özetini pamukta görüyorsunuz. Pamuğun temiz yerleriyle de biraz detay çalışında tamam oluyor. Etrafa bulaştırmıyor. Pratik, güzel bir temizlik sağlıyor.

Yağ bazlı bir ürün olduğundan temizlik sonrası yağlı bir his bırakıyor. Bazı temizleyicilere göre daha az ama yine de var. Açıkçası ben bunu önemsemiyorum çünkü zaten mutlaka duruluyorum hatta yüz temizleme jelimin köpüğünü şöyle bir gözlerime de bulaştırıp temizliyorum.

Kokusu pek yok. Şişesi kullanışlı. Ağzı kısmı pamuğa döktüğünüz ürün miktarını ayarlamanıza imkan veriyor. Fiyatı diğer market temizleyicilerine kıyasla normal, 10-12 lira civarında. Tabi ki sık sık indirimli bulabilirsiniz.

Özetle vazgeçilmez, müthiş, inanılmaz bir ürün değil ama işini iyi yapan, fiyat performans oranı yüksek, kullanımı kolay bir ürün. Gözünüzü yakan, makyajınızı bulaştıran ve çok daha fazla fiyata satılan temizleyiciler varken mutlaka bu ürüne de şans vermelisiniz.

26 Haziran 2014 Perşembe

The Balm Balm Shelter Dudak Parlatıcısı


The Balm Balm'ın birçok güzel ürünü var. Balm Shelter dudak parlatıcısı da benim favorilerimden.  Stantta bu parlatıcıları görür görmez almaya karar verdim. Parlatıcı severim ve The Balm beğendiğim bir marka. Bunlardan da önemlisi sadece dudakları parlatmayı değil nemlendirmeyi ve 17 spf ile güneşten korumayı vaat ediyor. Stant başında uzun bir kararsızlık yaşadıktan sonra All American Girl adlı tamamen şeffaf olanı çeşidini aldım. Bundan başka 8 rengi daha var. 


The Balm'ın internet sitesinde 'long-wearing' dese de bence bu dudak parlatıcısı bir gloss ne kadar kalıcı olabilirse o kadar kalıcı. Yalnız parlaklığı dağılsa da dudakta bıraktığı pürüzsüzlük ve nemli his gayet kalıcı. Bendeki şeffaf olduğu için rengin de kalıp kalmadığını bilmiyorum. Ayrıca hiç yapışkan değil. Dudaklarınızda yağlı, ağır bir his bırakmıyor. Yine de saçlarınızı dudaklarınızdan uzak tutun :)

Güneşten koruma özelliğini henüz tam gözlemleyemedim. Açık havada çok zaman geçirdiğim bir gün buraya eklerim. Jojoba ve bal mumu içeriğiyle dudakları nemlendiriyor. Ben bu kadarını beklemiyordum açıkçası. Elbette bir dudak kremi değil ama günlük kullanım için baya iyi.

Dudaktaki duruşunu da beğendim. Şeffaf olması her makyajla uyumlu olmasını ve sade durmasını sağlıyor. Kat kat sürmediğiniz sürece 'yağlı yemiş de ağzını silmemiş' görüntüsü de yaratmıyor. İçinde pırıltı, sedef filan yok. Su parıltısı gibi bir parlaklık verip dudak rengini daha canlı gösteriyor. 


Ürün 5,5 gramlık çubuk aplikatörlü bir şişede. Ambalajından son derece memnunum. Üç aydır elimin altında ve son bir aydır da her sabah bu ürünü kullanıp evden öyle çıkıyorum buna rağmen pek azalmadı. 

Big Bubble sakızlar vardı hatırlar mısınız? İşte parlatıcı onun gibi kokuyor. Benim hoşuma gitti. Uyguladıktan sonra kokusu burnunuza gelmiyor ve tadı da yok. 

İçeriğini yukarıda görebilirsiniz. Fena değilmiş içeriği. SkinDeep bu ürüne 10 üzerinden 3 vermiş (10 en tehlikeliler). Anlaşılan içindeki tek yaramaz octinoxate o da UV filitresi görevi görüyor.

Zevkler kullandığım bir parlatıcı The Balm Balm Shelter. Parlatıcı seviyorsanız bir şans verin.

23 Haziran 2014 Pazartesi

Avene Cleanance Serisi


Avene kardeşimiz bol termal sulu, hassas ciltlere uygun, dermokozmetik bir marka. Cleanance ise onun yağlı-akneli genç problemli ciltler için yarattığı cilt bakım serisi. Ben bu seriyi yağlı noktasından yakalıyorum, akneli değilim ama ruhum genç. 7 hafta kadar bu dörtlüyü bir arada kullandım (yedinci haftada fotoğrafta görünen jel bitti) ve ürünlerin teker teker yorumlarını yazdım. Bakınız, kullanım sırasına göre :

Avene Cleanance Gel (Temizleme jeli)
Avene Cleanance Lotion (Tonik)
Avene Cleanance Emulsion (Nemlendirici)

Yalnız cilt bakımına özen gösteren herkes böyle serileri bir arada kullanmaya çalışmış, sonra biten ürünün yerine başkasını deneyip seriyi bozmuş, sonra beğendiği başka ürünlerle eşlemiş, sonunda da yeniden başka bir seriye başlamıştır. Hep aynı marka ve seri ürünleri bir arada kullanmak faydalı denir ama farklı markalardan sevilen ürünleri döndüre döndüre kullanmanın da tadı başkadır. Ben de işte bu nedenle ürünleri tek tek yazmış olsam da bir de Cleanance serisini anlatmak istedim.

Yedi hafta boyunca istikrarlı şekilde bu ürünleri beraber kullandım. Alkış! O da şöyle oldu: Sabahları yüzümü jel ile yıkayıp tonikledim sonra üstüne  güneş kremimi sürdüm. Akşam eve gelince hafif makyajımı ve güneş kremini makyaj temizleme suyuyla sildim, sonra yüzümü jel ile yıkayıp tonikledim, tonik biraz kendini çekince nemlendiriciyi uyguladım. 6-7 günde bir de banyodan sonra da maskeyi uyguladım. Etkisini daha iyi görebilmek için maskeyi son iki haftada 3-4 günde bir kullanmaya başladım.

Bu dönemde cildim ne harikaydı ne de kötüydü. Güneş kremini sürmediğim akşam saatlerinde cildim ipek gibi olurken gündüz güneş kreminin baskısına dayanamayan cildim parlıyordu. Ayrıca bir ara hormonal dengesizliklerden sivilcelerim çıktı. Elbette bu serideki ürünler bu sivilceleri de engelleyemedi. Cildimi germeden, zedelemeden güzelce temizleyip ihtiyacım olan bakımı sağladı. Cildim hassas veya alerjik değil ama öyle olsaydı bir bonus da ordan alırdı. Aknelerimin, kapalı komedonlarımın kökünü kazıdı, cildim bebek gibi pürüzsüz oldu diyeceğim bir etki de olmadı.

Bu dörtlü içinden bir yıldız seç derseniz zar zor maske derim. Diğerlerine göre benim için daha özellikli, etkili bir maskeydi. Hassas bir cildiniz varsa sizin için yıldız temizleme jeli olacaktır. Benim de maske kadar beğendiğim bir ürün oldu. Aşırı yağlı, nemlendirmeye az ihtiyaç duyan bir cildiniz varsa da nemlendirici ilk tercihiniz olabilir. Tonik de fena değildi ama bıraktığı yapışkan hissi sevmedim.

Özetle ben hassas ve cildine hassasiyet göstermek isteyen yağlı ciltli kişiler bu seriyi gönül rahatlığıyla kullanıp verim alabilir. Eğer tedavi bekliyorsanız, sivilcelerim geçsin, siyah noktalarım yok olsun istiyorsanız etkisi sınırlı olacaktır. Bunun için başka ürünlerden destek almanız veya tıbbi yardım almanız fayda olabilir.

21 Haziran 2014 Cumartesi

H&M Allık


Giyim mağazalarındaki süslü kozmetik stantlarını görüp beğendiği halde güvenemediği için alamayanlardan mısınız? İşte o ürünlerden birini ben denedim ve yazıyorum :)

Yurtdışında yaşadığım dönemlerde H&M'in kozmetik stantları favori alışveriş noktalarım arasındaydı. Eskiden bu stantlarda çok daha güzel ve çeşitli ürünler vardı sanki. Şu an Türkiye'deki mağazalarında kozmetik stantları hala bakımsız ve küçük olsa da H&M Allık bulursanız gönül rahatlığıyla alabilirsiniz.


Ben daha önce de H&M'in şeftali tonunda sedefli bir allığını severek kullanmıştım. Yıllar sonra bu allığı da belki yine iyi performans alırım diyerek edindim. Fotoğrafını gördüğünüz H&M Allık'ın tawny rose yani koyu/yanık gül rengi olanı. Ne kadar internet sitesinde tatlı gül dese de siz ona bakmayın, ne de olsa "cucumber" kelimesini de hıyar diye çevirmişler :D


Allık son derece doğal bir renk veriyor. Çok abartmadığınız sürece yumuşak pembe tonu ve mat bitişi günlük kullanımda sizi rahat ettiriyor. Ben esmerim ve yanaklarımda bazı renkler ve açık tonlar hiç belli olmaz. Bu allığın verdiği renkten memnunum. 

Ben ten makyajı yapmıyorum ve herhangi bir baz da kullanmıyorum. Bu halde allık 3-4 saat kalıyor. Kalıcılığı çok iyi diyemem ama fena da değil. Eğer arada tazelemeye üşenmezseniz, ki ben üşeniyorum, sizin için sorun olmaz.


Plastik sade bir ambalajı var. Köşeleri biraz sivri, bazen elime batıyor ama önemli olan sağlam olması. Bu allık da benle çok seyahat etti en ufak bir yıpranma belirtisi göstermiyor. 

Ben Fransa'dan 2-3 avroya almıştım, ülkemizde de fiyatı 8,95 liraymış. Uygun fiyatına rağmen ürün miktarı gayet iyi. 7,2 gram yıllarca kullanılır.

İçeriğini aşağıda görebilirsiniz. İçinde çoğu pudra üründe olduğu gibi talk var. Haftada 1-2 gün az miktarda kullandığım için ben sorun etmiyorum. Birkaç gün üst üste kullandığımda bile cildimde alerji, sivilce vs. yapmadı.


Özetle fiyatına göre gayet iyi, çok şey beklenilmemesi gereken ama yapması gereken işi de yapan basit bir allık. Çok para harcamadan farklı bir allık denemek isterseniz veya benim gibi renklerinden birini beğendiyseniz çekinmeden kullanabilirsiniz.

17 Haziran 2014 Salı

Sebamed Fresh Shower Duş Jeli

Sebamed'in bazı ürünleriyle aram çok iyi (bkz. Sebamed Kepek Karşıtı Şampuan) bazıları da hiç bana göre değil. Yine de Sebamed bence genel olarak güvenilebilecek, iyi bir markadır. Bugün bahsedeceğim ürünse bu çerçevenin dışında. Sonda söyleyeceğimi başta söyleyeyim: Sebamed Fresh Shower Duş Jelini beğenmedim.

Şişenin orjinal boyu fotoğraftan küçük :)

Önce genel bilgiler; bu duş jeli günlük kullanım için tazelik veren bir duş jeli olarak tasarlanmış. pH  değeri 5.5 yani cilt gibi hafif asidik. Sabun içermiyor. Cildi kurutmadan temizlediğini söylüyor.

Benim kullandığım ürün Almanya'ya giderken duş jeli almayı unutmam üzerine orada Bundi'den alındı. 50 ml. olmasına rağmen uzun süre yetti ve bir duş jelini yorumlayabilecek kadar da kullandığımı düşünüyorum. 

Jel şişesinin üstündeki mavi renge benzer parlak bir mavi. Kokusu çok ilginç. Alıştığım çiçeksi-meyveli ve hatta sabunsu kokulardan değil. Baskın, akuatik ve odunsu bu yüzden de maskülen bir kokusu var. Koku kalıcı olmadığı için bence unisex bir ürün. Yine de koku hassasiyeti olanlar kullanırken zorlanacaktır. Ben başta garipsesem de zamanla alıştım. Yine de özellikle sevdiğimi söyleyemeyeceğim. 

Kararında köpüren, küçük baloncuklu yoğun köpük üreten bir jel. Az bir miktar yeterli oluyor. 50 ml.lik şişe bana bir ay yetti. Amma… temizliğini beğenmedim. İlk kullandığımda spor yapmıştım. Duştan çıktığımda hala ter koktuğumu fark ettim. Birkaç hafta sonra da ağdadan sonra duşa girdim ve ağdayı temizlemek için kullandığım mendilin yağının duş jeliyle tamamen temizlenmediğini gördüm.

İçindekiler...

Hiç mi iyi tarafı yok derseniz cildi gerçekten kurutmadığını, yumuşacık bıraktığını söyleyebilirim.  Bu açıdan gerçekten de günlük kullanıma uygun olabilir. İnternette yüzücülerin bu ürünü kloru tamamen temizlediği ve cildi kurutmadığı için severek kullandığını da okudum. 

Benim duş jelinden ilk beklentim temizlemesi olduğu için Sebamed Fresh Shower Duş Jeli'ni yeniden almayacağım. Ülkemizdeki etiket fiyatına (28 tl) daha güzel duş jelleri alınabilir.

16 Haziran 2014 Pazartesi

Bakım Rutinimi Gizem'in Saksısı'nda Anlattım


İlk konuk yazarlık tecrübemi Gizem'in Saksısı'nda yaşadım. Yazı dizisinin teması benim okumaktan en çok zevk aldığım konu: cilt bakım rutini. Ben de yağlı ve güneşe duyarlı cildimin bakım rutinini uzun uzun anlattım. Okumak isterseniz BURADAN buyrun lütfen.

15 Haziran 2014 Pazar

Neutrogena Yaşlanma Belirtilerine Karşı El Kremi


Güneşten korunma konusunda o kadar çok şey söylenip yazıldı ki artık o konuya bir de ben girmiyorum. Bu sırada hep yüze odaklandık. Oysa hep açıkta olan ve güneşe en çok maruz kalan yerlerimiz ellerimiz. Eller cilt kadar hassas olmadığından acımıyor, soyulmuyor belki ama ilerleyen yaşlarda makyajla kapatılmayacak şekilde yaşlanıyor ve lekeleniyor. Ben de bu yaz Neutrogena'nın Yaşlanma Belirtilerine Karşı El Kremi'ni (Neutrogena Anti-Ageing Hand Cream) kullanmaya başladım.

Bu kremin en büyük özelliği 25 güneş koruma faktörüne (25 SPF) sahip olması. Bu seviyede koruma yanma, kızarma, soyulma gibi sonuçlara neden olan UVB ışınlarının % engelliyor. Yaşlanma ve lekelenmelere neden olan UVA ışınlarına karşı da koruyor mu emin değilim. Üstünde belirtilmese de genelde UVB ışınlarına karşı koruma seviyesine uygun bir UVA ışınlarına karşı koruma seviyesini sağlaması beklenen bir şeymiş.


Güneşten koruyucu içeriği nedeniyle yapışkan ve zor emilebilen bir krem olabileceğini düşünmüştüm ama beklediğimden çok daha çabuk emilen ve rahat bir krem olduğunu fark ettim. Nemlendirmesi de gayet iyi. Neutrogena el kremlerini beğeniyorsanız bu kremi de beğenirsiniz. Yine de avuç içine fazla sürmemek, bir seferde fazla krem değil de emildikçe azar azar sürmek daha kullanışlı olabilir.

Ben bu kremi özellikle araba kullanırken ve sabah evden çıkarken kullanıyorum. Hatta geçenlerde arabada unutmuşum; krem 10 gün kadar arabada kaldı. Yeniden kullanmaya başlayınca kokusu biraz değişmiş gibi de geldi ama emin olamadım. Yapısı değişmediği ve cildimde de reaksiyona neden olmadığı için kullanmaya devam ediyorum. Siz siz olun kozmetik ve bakım ürünlerinizi park halindeyken aşırı ısınan araçlarda bırakmayın. Neyse efendim sonuçta kokusu meyveli el kremleri kadar çekici değilse de hiç kötü de değil, biraz farklı ve güneş kremlerininkine benziyor ama çok keskin olmadığı için rahatsız etmiyor.


Yukarıda kremin vaadlerini ve içeriğini görüyorsunuz. İçeriğinde peraben ve mineral yağ yok ama phenoxyyethanol var. Sonuçta içinde bir koruyucu olması gerek. İddialarını gerçekleştiriyor mu bilmiyorum çünkü ellerimde leke zaten yoktu. Ama söylediğim gibi nemlendirmesinden, güneş yanığından korumasından ve yapışkan olmamasından memnunum. Bu ürün gibi güneşten koruyan el kremi çeşidi pek yok. Bu yüzden gelecek yaz tekrar alabilirim.

11 Haziran 2014 Çarşamba

Neutrogena Hızlı Etkili Sivilce Jeli



Kim çıkan sivilcesini bir sihirli değnekle anında yok etmek istemez? Benim yağlı bir cildim ver ve bu yüzden sivilcelenmeye normalden daha meyilli. Bunun da dışında regl günlerinden önce özellikle çenemde ağrılı sivilceler de çıkabiliyor. Böyle zamanlarda kullandığım bir üründen bahsedeceğim şimdi: Neutrogena Hızlı Etkili Sivilce Jeli


Bu jel cilt temizlendikten sonra sivilcenin üstüne uygulanıyor. Şeffaf ve koyu bir jel. Sivilcenin üstünde kuruyarak ince bir film tabakası gibi orayı kapatıyor. Tüpün üstünde 4 saatte ağrıyı ve kızarıklığı alacağı, günde iki defa kullanılması yazıyor. Ben sivilcem büyükse ve bana çok çektiriyorsa aklıma geldikçe bazen günde 4-5 defa uyguluyorum. Uzun süre bu kadar yoğun uygularsam kuruluğa neden olabiliyor ama onun dışında normal ciltleri tahriş edici, kurutucu bir ürün değil bence. Bu jelden birkaç yıl önce de kullanmıştım ve o zaman cilde karşı daha sert gelmişti bana. İddia ettiği kadar etkili bir ürün değil elbette ama yeni yeni çıkan, henüz kaşınma ve kızarma evresinde olan sivilcelerinizi düzenli olarak birkaç gün kullanırsanız engelliyor. Çıkmış ama çok asabi olmayan sivilcelerin geçmesini çabuklaştırıyor ve size eziyet çektirmesini önlüyor. Çok derinden gelen büyük ve ağrılı sivilcelerde ise etkisi pek yok. Sadece sürüldüğü zaman verdiği rahatlık bu dönemi kolay atlatmanızı sağlıyor.


Ürünün içeriği yukarıdaki gibi. Bu jelden ben temiz içerik beklemiyorum öyle olmasını da önemsemiyorum. Az miktarda arada sırada kullanacağınız bir ürün sonuçta. İçindeki bol alkol cildi dezenfekte ediyor ve jel sivilcenin üzerini kaplayarak dışarıdan gelecek olumsuz etkileri (bazı yara izi kremlerinde olduğu gibi) engelliyor diye düşünüyorum. İçinde salisilik asit de var.

Neutrogena Hızlı Etkili Sivilce Jeli 15 ml.lik ince uçlu bir tüpte. Uygulamak son derece kolay, hatta ben elimi sürmeden tüp yardımıyla uyguluyorum çoğu zaman. Açıldıktan sonra kullanım süresi 12 ay.

Özetle bu jel bir sihirli değnek değil, bir anda sivilcenizi geçirmiyor ama kesinlikle hayatınızı kolaylaştırıyor. İndirimlerden uygun fiyata bir tane alıp kenara koyun bence, ne zaman ihtiyacınız olacağı belli olmaz.

8 Haziran 2014 Pazar

Yeni Masa Düzeni

Çok çok uzun süredir kozmetik ve bakım malzemelerimi saklamak için aynı düzeni kullanıyordum. Malzemeler artınca artık bir şeyler değişmeli dedim. İşte değişmesi gereken o düzen:


Sonra internette akrilik şeffaf düzenleyicileri gördüm ve işte bu dedim ama heyhat! Bunlar ülkemizde bulunmuyor, bir tane benzer bir şey buldum o da mobilya fiyatına... Ümitsizliğe kapılıyordum ki aklıma bir fikir geldi. Akrilikse akrilik, düzenleyiciyse düzenleyici, kırtasiye bölümündeki bu kalemlikler de aynı şey değil mi? Üstelik kartvizitlik de rujlar ve küçük paletler için ideal ama onu fotoğrafta göremeyeceksiniz çünkü onu bir hafta sonra aldım ve tekrar fotoğraf çekmeye üşendim :) Kırtasiyeden aldığım düzenleyiciyle masamın üstü bu hale geldi:



Bu haliyle aradığımı bulmak ve kullandıklarımı yerine koymak daha kolay. Masam eskisi kadar dağılmıyor. Çekmeceli düzenleyicilerden hala istiyorum. Sevimli dikiş kutumu seviyorum ama 7 yıldır birlikteyiz. Bir değişiklik ve daha fazla kapasite benim de hakkım. Fakat bu fiyatlara asla o şeffaf çekmeceli düzenleyicilerden almam, elbet eninde sonunda bir tüccar bu açığı görecek ve akrilik çekmeceleri piyasaya sürecek.

Bakım ürünlerimi ve ıvır zıvırımı sakladığım çekmecem de zıvanadan çıkmıştı. Aradığımı bulmakta zorlanıyor, bir şey ararken başka bir şey bulup "aa bu burada mıymış" diyordum. Bakın:


Ikea çekmece düzenleyiciyi aldığımı BURADAKİ yazımda anlatmıştım. İşte bu da sonucu. Henüz tam yerleşemedim aslında, birkaç günde bir bir şeylerin yerini değiştiriyorum. Zamanla oturacak elbette.


Bütün mal varlığın bu mu derseniz makyaj açısından evet, birkaç far ve mini ürünler dışında durum bu. Ben esas bakım ürünlerini seviyorum ve banyo dolabımın bir kısmı bakım ürünleriyle dolu. Aslında stokçu değilim. Hatta stoğu sevmiyorum, vicdan azabı duyuyorum ama biraz indirimler beni buna itiyor. Bir de bir şekilde elime mendiller, diş macunları, diş fırçaları, duş jelleri geçiyor ben de lazım olur diye atmıyorum. Eskiden banyo dolabım da çok düzensizdi şimdi iki gri küçük dikdörtgen hasır sepet alıp birine sırasını bekleyenleri diğerine kullandığım ve dağılmasını istemediğim şeyleri koydum.

İleri de ofisteki bakım malzemelerimin de düzenini anlatmayı planlıyorum. Sizin de yaptıklarınızı ve önerilerinizi merakla bekliyorum!

6 Haziran 2014 Cuma

Bahar Temizliği




Son haftalarda makyaj masamın düzenini değiştirip çekmecelerimi elden geçirdim. Bahar temizliğimi neredeyse yaz gelince yapabildim ama zaten havadan da yazın geldiğini anlamak imkansız. Her neyse  temizlik sırasında biraz da nostalji yaptım, elbette çöpü boylayanlar da oldu. İşte çöpe gidenler:

* Bu makyaj çantasını yaklaşık 10 yıldır kullanıyordum. Benimle kaç şehir, kaç ülke dolaştı… Törpü dibini mi delmedi, içine parfüm dökülüp allık kabını çantaya mı yapıştırmadı, biye yerleri mi soyulmadı, rengi mi sararmadı… Ama artık veda zamanı geldi. Yerini tutacak çanta arıyorum, bakalım nasıl bulacağım.

* Ms. Make Up makyaj fırçası setini de 2007 yılında İngiltere'den almıştım. İçinde bir allık, bir pudra, bir far, bir ruj, bir kaş fırçası ve bir de aplikatör vardı. Fiyatı 9 pounddu diye hatırlıyorum. İlk makyaj fırçalarım… Bunlar da kullanılmaktan eskidi. Fırçalar artık keçeleşmişti ve canımı acıtıyordu. Kokmaya da başlamışlardı. Bu yazımdaki fırçaları alıp bunları attım. Sadece az kullandığım kaş ve ruj fırçası duruyor.

* Watsons Collagen tonik ve nemlendirici ise temizleme jeliyle birlikte setti. Yolculuklarda kullanmak için almıştım. Jeli öyle böyle derken bitirdim ama etkisiz eleman nemlendiriciyi ve toniği kullanmadım. İki yıldır çekmecede öyle duruyorlardı. Artık bozulduklarını düşünerek atıyorum. Artık bu ürünü Watsonslarda görmüyorum, görseniz bile almayın zaten çok gereksiz ürünlermiş.


* Bir zamanlar grip salgınları vardı hatırlar mısınız? O zaman hijyenik jeller aniden hayatımıza girmişti. Carex Hijyenik El Jeli de o dönemden kalma alışkanlık. Artık toplu taşımayı pek kullanmadığım için uzun zamandır bunu da kullanmıyordum. Rengi sararmış, çöpe gitti. Ama pompası olsun, kokusu olsun severek kullanmıştım.

* Garnier Saf & Temiz Arındırıcı Sıkılaştırıcı Tonik aslında fena bir ürün değildi. Güzel arındırıyordu ama pek sıkılaştırıcı etkisini görmedim. Günde iki kez de kullanınca bana biraz sert geldi. İçeriğindeki alkolden sanırım. Kullanmayı bir bıraktım bir daha da elin gitmedi. Arada sivilcem çıkarsa sadece o bölgeye uyguladım, biraz etkili de oldu. Neyse sonunda şişenin kalan dörtte birinden keskin kokular gelmeye başlamış. Onunla da vedalaştık.

* Son dönemlerin modası da kuru şampuanlar. Seyahat ediyorum, bana da lazım olur diyerek Benri Kuru Şampuanı aldım, saçlarım da koyu renk olduğu için beyazlıklar çok belli olur diyerek kestane rengini aldım. Almaz olaydım. Bir kere toz/pudra değil kolonya pudra karışımı sıvı bir şey bu. Saça uygulayınca tutuk, yapışkan bir şey okuyor. Saç artık yağlı değil ama donuk ve kirli görünüyor. Hissiyatı da çok kirli. Bir kere kullandım ve atıyorum. Benim param boşa gitti, sizin gitmesin.

* Kimileri vazelini zararlı diye sevmese de bence her evde bir vazelin vardır. İşte  Rosense Vazelin de benim vazelinimdi. Son kullanım tarihi geçti. Yoğun bir gül kokusu olduğu için kokusundan bozulup bozulmadığını anlamam imkansız. Bu kokudan da biraz yoruldum açıkçası. Vazelinin o plastiğe benzeyen kokusundan hoşlanmayanlar tercih edebilir. 

* Ve son olarak 2008 yılında aldığım gümüş simli tombik H&M göz kalemimi de çöpe gönderdim. Beyaz ve içinde gümüş simler olan, ilk aldığımda kalem olarak kullanabildiğim, sonra far niyetine tüm göz kapağımda kullandığım, azıcık kullansam her tarafımı sim içinde bırakan bir kalemdi. Elebtte sadece gece dışarı çıkacağım zaman kullanıyordum. Çok da iltifat almıştı. Ama artık bozuldu galiba, ufalanıp gidiyor, renk vermiyor sadece sim oluyor her yerim. Zaten ben de yaşlandım. Yoo gece dışarı çıkmak için değil, çıkınca simli göz makyajı yapmak için ;)

1 Haziran 2014 Pazar

Taze Bitti - 4


Mayıs ayında az ürün bitirdim ama önemli ve uzun süredir kullandığım ürünlerdi. Artık yenilerine geçeceğim için mutluyum. Buyrun beraber bakalım:


1- Watsons Deo Mist Ocean Breeze Deo: İş yerindeki masamda kalemliğimde duruyordu, ihtiyaç duydukça fıslatıyordum. Pratik bir şey. Kokusu temiz, akuatik, çok özellikli değil ama hoştu. Kalıcılığı yok denecek kadar azdı. Tekrar almadım, şişesine Rebul kolonya doldurup kullanacağım.

2- The Body Shop Naneli Serinletici Ayak Losyonu: Bir zamanlar bir alışverişimde bu losyon, çoraplar ve ayak törpüsü hediye olarak verilmişti. Önce biraz rafta bekledi sonra da benim bu ürünü bitirmem yıllarımı aldı. Ben diyim 3 siz diyin 4, öyle yani. Sonunda bittiğine çok memnunum. Ayaktaki serinletici nane ferahlığını sevdim. Nemlendirmesi ortaydı, çatlamış topuklara merhem olmaz. Yalnız şişesinden nefret ettim. Son bir yılını o minik kapağı üstünde baş aşağı durarak geçirdi. Şişede değil de tüpte olsaydı daha iyi olurdu. 

3- Auriga Cernor OX Cream: Çocukluğumdan beri benimle olan morluklarımı azıcık olsun açar ümidiyle aldım. K vitamini içeriyormuş. 2,5 ay çok düzenli kullandım ve sonuçtan emin değilim; sanki biraz açtı gibi ama acaba bana mı öyle geliyor? İçeriği pek temiz olmadığı ve normal kremlere göre küçük olduğu için tekrar almadım ama ileride yeniden alabilirim, belki… Detaylar BURADA.



4- Veet Sir Ağda Batları (Yüz): Eskiden güzellik merkezinde ağda yaptırırdım çok uzun zamandır Veet kullanıyorum. Hem pratik hem de az çok aynı etkiyi yapıyor. Üstelik çok daha ekonomik. Bıyık bölgem için kullandım, leke filan yapmadı. Yeni seri olanından yine aldım. Yine alırım.

5- Avene Cleanance Gel: Çok severek kullandığım, son derece hassas ve bereketli bir temizleyiciydi. Detaylı yorumlarımı BURADAN bulabilirsiniz.

6- Pamuklar: Her bitenler yazısında bunlar vardır. Ektradan tek söyleyeceğim Lilibe Bio pamuk övülüyordu ve gerçekten tok, yumuşak ve uygun fiyatlı pamuklarmış. Daha ucuz ve en az onun kadar yumuşak olan Apaks olmasa bu pamukla devam edebilirdim.