24 Şubat 2015 Salı

NeoStrta Ultra Smoothing Lotion 10 AHA


Cildim lekelenmeye müsait ve sık sık bahsettiğim gibi bu yüzden 50 koruma faktörlü güneş kremini her gün kullanıyorum. Yine de eskiden kalma lekelerim var. Bunlardan kurtulabilir miyim acaba diye ürün araştırmaya başladım. NeoStrata'nın %15 meyve asidi içeren (AHA) losyonundan övgüyle bahsedildiğini gördüm. Daha önce hiç AHA içeren bir ürün kullanmadığımdan NeoStrata'nın %10 AHA (%2 sitrik asit, %8 glikolik asit) içeren Ultra Smooting Lotion'ını aldım. 

Ürün ''resurface'' serisinden olsa da lekeleri geçirmeyi vaad etmiyor. İnce kırışıklıkları açmayı, nem vermeyi, cildi pürüzsüz ve elastik yapmayı vaat ediyor. Günde 1 veya 2 kere, en az 30 gkf içeren bir kremle birlikte kullanmak gerekiyor.




Daha önce AHA'lı bir ürün kullanmadığım için cildim hassas olmasa da tahriş olmasından korkup kendimce ürünü yavaş yavaş kullanmaya başladım. İlk on gün aşırı akşamları kullandım. Sonraki hafta her akşam kullandım. O dönem de bitince her sabah ve akşam kullanmaya başladım. Cildimde soyulmaya neden olmadı ama batma, yanma hissi oluşturdu ve hafifçe cildimi kızattı. Bazı günler yanma hissi fazlayken bazen neredeyse yok gibiydi. Cildim ürüne alıştıkça bu reaksiyonlar azaldı ama ara sıra yine de cildimi yaktığı oldu. İlk 10 gün içinde yanaklarımda yüzeysel, kırmızı, ağrısız sivilceler çıktı. Losyonu kullanmaya devam ettim ve sivilceler zamanla geçti. Toplamda 3 ay boyunca bir gün bile sektirmeden bu losyonu kullandım. Sonuç mu?

İçindekiler

Sonuç pek benim hayal ettiğim gibi olmadı. Beklentim biraz yüksekti sanırım. Lekelerimin kışın hafiflemesi zaten normal. Güneş kremi kullanmak da çok yardımcı oluyor. Benim cildim de hafifçe berraklaştı ama bu losyondan mı oldu, yoksa dediğim gibi kış ayından mı oldu onu çözemedim. Ben daha belirgin bir etki bekliyordum. Yalnız losyonu kullandığım dönemde alışma dönemini saymazsak sadece 2 veya 3 tane sivilcem çıktı. Cildim baya pürüzsüzleşti. Losyonun peeling etkisi gerçekten hissediliyor. Ürünü banyodan sonra batıklarımı veya bacaklarımdaki kırmızı noktaları geçirir mi acaba diye bacaklarıma da uyguladım ama pek sonuç elde edemedim.

Losyonun nem verişini yağlı ciltli olmama rağmen kış ayları için yeterli bulmadım. Normal ve kuru ciltliler altına bir nemlendirici daha kullanabilir. Söylediğim gibi az veya çok batma hissi oluşturuyor. Çok akışkan bir yapısı olsa da çok hızlı emilmiyor il 10-15 dakika yapışkan bir his veriyor. Kısaca kullanımı pek de rahat olmayan bir losyon bu.


Losyon 200 ml.lik plastik bir şişede ve etiket fiyatı 140 lira. Ben internetten daha ucuza aldım. 3 ay boyunca sabah-akşam yüzümde ve bazen de bacaklarımda kullandım, ürünün 3'te 1'i hala duruyor. Sadece yüzünüzde kullanırsanız rahatlıkla 6 ay yetecektir. Ben hem beklediğim sonucu alamadığım için hem de cildimin yorulabileceğini düşünerek bir dahaki kışa kadar ara verdim. Kullanımı da rahat olmadığı için bir daha alacağımı sanmıyorum.

Yine de ürünü aldığıma pişman değilim çünkü kullandığım süre boyunca cildim pürüzsüz, sivilcesiz ve aydınlıktı. Ben üründen vaat etmediği şeyleri yapmasını bekledim desek daha doğru olur. Seneye Neostrata Lotion Plus 15 AHA losyonunu kullanıp AHA'lı kremlere bir şans daha vermeyi düşünüyorum.

18 Şubat 2015 Çarşamba

H2O+ Spa Softening Mint Foot Rub


Bugün hakkında karışık duygular içinde olduğum bir ürünü anlatacağım: H2O+ Spa Softening Foot Rub (Yumuşatıcı Naneli Aya Kremi). Yüzüm yağlı vücudum normal olsa da ayaklarım ilginç şekilde kurudur. Topuk çatlatan cinsten değil ama çarşafa sürtündüğünde rahatsızlık veren, gerginlik ve yanma hissi veren cinsten bir kuruluk. Bu yüzden vücudum için losyonları tercih etsem de ayaklarım için kremleri/butterları tercih ediyorum. Naneli olanlarsa favorim. Yanan ve yorgun ayaklar için nane ve mentolden daha güzel bir şey yok. Bu yüzden naneli, krem formunda ve paraben içermeyen bir ürün araken H2O+ Spa serisinden bu ürünü aldım. 3 aydır kullanıyorum ve sıra yorumlara geldi.


Öncelikle ambalajı harika. Baş aşağı durduğu için ürün azalsa da sorun olmuyor. Tüp hem hijyenik hem pratik. Ambalajın dizaynı ve şeffaf olması da hoşuma gidiyor.

Gerçekten naneli bir ürün. Ayakları tatlı tatlı serinletiyor. Kokusu Vicks'in güzeli gibi, bazen ayaklarımı kremlerken genzime dolduğunu, burnumu açtığını hissediyorum. Kokusu biraz daha az olabilirmiş ama çok da rahatsız olmuyorum. Siz keskin kokuları sevmiyorsanız uzak durun.

Kesinlikle yağlı veya yapışkan değil. Kıvamına göre çok çabuk emiliyor. Nemlendirmesi orta seviyede. Kuruluk sorunu olmayan veya hafif olanlar için yeterli gelecektir. Ben biraz daha nemlendirici olmasını beklerdim. Kremi hergün değil sadece banyodan sonra kullanıyorum. Böyle bir üşengeçlik yapmayıp günlük olarak kullandığımda nemlendirmesi bana da yeterli geliyor.


Ürünün benim için en büyük eksisi paraben içeriyor olması. Ürünlerimin içeriğine dikkat etsem de sırf paraben var diye çok sevdiğim bir ürünün üstünü çizmem. H2O+ kremin sorunu ise internet sitesindeki içerik listesinde paraben yazmaması ama ürünü aldığımda gördüm ki içinde butylparaben, ethylparaben, isobutylparaben,methylparaben ve propylparaben var. Ürünü internetten aldığım için fark ettiğimde iş işten geçmişti.  Bilseydim belki alırdım belki almazdım ama bilmeye hakkım vardı diye düşünüyorum.

120 gramlık ortalamadan büyük bir ürün. Buradaki yazımda anlattığım alışverişimde yurtdışından yaklaşık 25-30 liraya almıştım. Türkiye'de de H2O+ markasını Boyner satıyor ama şimdi baktım çok az ürünü var görünüyor.

İçindekiler
Nemlendirme için günlük kullanım gerektirmeyen, içeriği daha temiz bir krem istediğim için tekrar almayacağım. Şu an keyifle kullanıyorum ama The Body Shop Peppermint Cooling Foot Rescue Treatment'in bana daha uygun olduğunu düşünüyorum. Eğer içerik hassasiyetiniz yoksa ve orta seviyede nemlendirme sizin için yeterliyse H2O+ Spa Softening Mint Foot Rub kokusu, ambalajı ve yapısıyla sizi memnun edecek bir ürün olabilir.

17 Şubat 2015 Salı

O ölünce

Bir kadın daha öldürüldü. Kadın olduğu ve çok yanlış biriyle karşılaştığı için dövüldü, bıçaklandı, kesildi, yakıldı, atıldı. O kadın ben de olabilirdim, sen de. Hergün yaşanan bu şiddetin bu sefer dikkat çekmesi şaşırttı beni. Oysa bu Ocak ayında 20 kadın öldürüldü. Neden onlar için isyan edilmedi, neden bu kadar geç kaldık?

Şimdi bir grup çıkmış kadın emanettir, analar cennetliktir edebiyatı yaparak tüm suçu ahlaki ve dini eğitim eksikliğine, idam cezasının olmamasına vurmaya çalışıyor. Çok korkuyorum. Biz ölüyoruz artık yeter dedikçe yardım kisvesi altında yangına odun atıyorlar. Çığlıklar daha fazla ahlak baskısı, daha fazla din referansı, daha fazla idam savunuculuğu, daha fazla şiddet olarak dönüyor sanki… Akbabalar bir kadının ölümünden hayallerindeki karanlık ülkeyi kurmak için fırsat çıkarmaya çalışıyorlar. 

Oysa mevcut kanunlar uygulansa, 
gerçekten ağırlaştırılmış müebbetler verilse, 
iyi hal, alkol almış rızası varmış gibi nedenlerle tecavüzcüler serbest bırakılmasa, 
cennetlik dediği anasının dizinden tahrik olan adamlar kınansa, dışlansa, 
korunma isteyen kadına kaderden kaçılmaz denmese, 
kız çocuklarını okutmak için çırpınanlar mahkemelerde ölünceye kadar süründürülmese, 
sakalaşmak için soktu-koydu diye konuşulmasa, 
tecavüzcüye ''a.ını s..tiğim ib.e'' diye küfredilmese, böyle diyerek kadın bedeni ve cinsellik şiddet ve tehditle bir arada anılmasa, 
aile içi şiddet aile mahremiyeti perdesi arkasına saklanmasa, 
kadınlar başlarından geçen iğrençlikleri toplumun yüzüne vurunca ilgi çekmeye çalışıyor bunlar kurgu diye karşılanmasa,
tüm bunlar için demokrasi ve insan hakları kadın erkek herkese öğretilse, hukuk işlese…

Özgecan ölünce önceki ölümlere ne kadar üzüldüysem o kadar üzüldüm yine. Bu sefer çok ses çıktı diye maalesef umutlanamadım. Çıkan sesler arasında önemli bir kısım öyle şeyler diyordu ki… Tehlike büyük. Her şey yeni başlıyor. Bu mücadele yeni başlıyor.


12 Şubat 2015 Perşembe

The Balm What's Your Type? Dark, Tall, and Handsome Maskara


The Balm'ın ürünleri çok seviliyor ama nedense maskaralarından hiç bahsedilmiyor. Toz ürünlerinin yanında diğer ürünleri pek dikkat çekmiyor. Ben The Balm'ın kalitesinden memnun olduğum için içindekileri de beğenince indirimlerin birinde What's Your Type serisinden Tall, Dark and Handsome maskarasından almıştım. Uzun süre çekmecede sırasını bekledi. Şimdi fikir edinecek kadar kullandım ve sıra yazmaya geldi.

Bu maskara adı gibi siyah, uzun ve tek tek ayrılmış kirpikler vaat ediyor. İçeriği ise doğal görünüyor. İçeriğindeki panthenol, zeytin mumu ve pirinç mumu ile topaklanmadan uygulanabileceği söyleniyor.  Fırçası esnek, ince, kısa kıllı ve plastik. Suya dayanıklı değil. 


Suya dayanıklı olmaması almam için önemli bir nedendi. Kirpiklerim güçsüz müdür nedir bilmiyorum ama ''waterproof'' maskaralardan özellikle zor temizlenenler kirpiklerimi çok döküyor ve korkudan onları kullanamıyorum. Bu maskara tam istediğim gibi. Hem dökülmüyor, bulaşmıyor, göz yaşarması gibi hafif nemle akmıyor hem de çok kolay temizleniyor. O kadar ki gözlerimi temizlemeden duşa girdim birkaç kez, çıktığımda geriye sadece göz altımda hafif bir leke kalmıştı. Kirpiklerim tamamen temizlenmişti. Misel sularla bile rahatça temizleniyor.

Maskaranın verdiği siyahlık ve uzunluktan da memnunum. Gerçekten kirpiklerim maskarayı uyguladıktan sonra upuzun duruyor. Topaklanma veya kirpikleri yapıştırma gibi sorunlarla da karşılaşmadım. Özellikle göz kapağımı biraz çekip kirpiklerimi düz hale getirince gerçekten tek tek ayırarak uygulayabildim.

Maskaranın fırçasını da sevdim. Kirpik diplerimi hiç acıtmadı, boyu da benim gibi küçük gözlüler için ideal. İnce olması göz köşelerine kolay ulaşmamı sağlıyor. Maskarayı ilk açtığımda hem yapısı sıvı olduğu için hem de fırçaya alışamadığım için etrafa bulaştırıyordum ama biraz alışınca bu sorun geçti.


Peki bu maskaranın hiç mi kötü yanı yok? İlki ilk açıldığında baya akışkan bir yapısı olması. İnsan etrafa bulaştırabiliyor ama 1-2 hafta içinde bu sorun geçiyor. İkincisi ve benim de şikayetçi olduğum özelliği hiç ama hiç hacim vermemesi. Öyle ki rimeli sürdükten sonra kirpik diplerim daha görünür oluyor. Sanki ki seyrelmiş gibi!? 

Yine de diğer özellikleri nedeniyle severek kullanıyorum ama hayatta kirpiğe dair biraz daha hacim istediğime karar verdim. Bu yüzden bitince hemen yenisini almayıp elimdeki mini maskaralarını kullanacağım. Onlardan istediğim gibi kolay temizlenen, kirpik dökmeyen, hem biraz hacim hem de uzunluk veren ve topaklanmayan (başka?!) bir maskara bulursam ne ala, bulamazsam What's Your Type serisinden The Body Builder maskarayı denemeyi düşünüyorum.

4 Şubat 2015 Çarşamba

Essence Like a Trip to New York EDT


Essence'in makyaj malzemeleri çok popüler ama bir de parfümleri var. Onlardan biri de Like a Trip to New York. Bu minik parfümü işyerindeki masamda bulundurmak için aldım. Çantada taşımak için de ideal boyda. 10 ml.lik bu parüfümün 50 ml.lik tam boyu da var. 10 ml.lik ambalajdaki parfüm 10 liraya satılıyor. Gratis veya Rossmann'da bulabilirsiniz.

Boyu ve fiyatı (ben aldığımda %50 indirimdeydi) nedeniyle kokusuna bakmadan sepete almıştım. Ucuz ve genç işi parfümlerde aşırı şekerli ve meyveli kokular popüler olduğundan bu parfümün çiçek ve narenciye notaları taşımasına sevindim. Çok hafif, ferah, iç açıcı bir koku. Pek karakterli veya katmanlı diyemeyeceğim ama zaten bu parfümden böyle bir beklentide de olmamak lazım. Gündüzleri özellikle de yaz aylarında harcıalem kullanmak için güzel bir koku bence.

Başka yorumlarda odunsu notalardan da bahsedilmiş ama ben baz notaları hissedemedim çünkü ürünün kalıcılığı çok az. Hafif bir koku ve edp değil, edt. Yine de biraz daha kalıcı ve hissedilir olmasını beklerdim. Essence Like a Girls' Night Out bence daha kalıcı, en azından benim tenimde. Bitirdiğimde Selin'in Migroslarda satılan kolonyalarından kullanmayı düşünüyorum.