25 Aralık 2014 Perşembe

Üç Maske: Saç, Yüz, Ayak

Cilt maskesi kullanmayı çok seviyorum. Özellikle 1-2 kullanımlık maskeleri değiştirip değiştirip kullanmak çok eğlenceli. Son dönemde saç ve ayak maskesi de denedim ama bir türlü yazamadım çünkü minicik ürünlere birer yazı yazmak fazla olur gibi geldi. Ben de üç maskeyi bir arada yazmaya karar verdim.

Saç: L'Action Intensive Vitality Saç Maskesi



L'action Intensive Vitality Saçı canlandırmayı, parlatmayı vaat eden bir saç maskesi. İki aşamada uygulanıyor; önce temiz saça uygulayıp 5 dakika bekletiyorsunuz sonra da suyunu aldığınız saça serumu sürüp kurutuyorsunuz. Bu maskeyi alma nedenim serumun ısıyla daha etkili hale geldiği, saçı parlatıp koruduğu iddiasıydı. 

Bir paket tek kullanım için yeterli geldi. Sadece saç boyuna uyguladım. Çok etkili bir ürün olduğunu düşünmüyorum. Nice saç kremleri gördüm çok daha etkiliydi. Ben Isana saç maskelerini tercih ederim. Bu maskenin başka çeşitleri de var, denemek isterseniz Gratis'ten bulabilirsiniz.

Yüz: Merz Spezial Aloe Vera ve Yoğurtlu Nem Maskesi



Yağlı bir cildim var ve hep kil maskeleri kullanıyorum. Aloe veralı ürünleri çok seviyorum, Merz Spezial marka maske de %83 oranında doğal maddelerden oluşuyormuş. Ayrıca parabensizmiş. Neden olmasın, bir değişiklik olur, belki bu da iyi gelir diyerek bu nemlendirici maskeyi aldım.

İki küçük paketten oluşuyor. Tek paketteki ürün miktarı bir seferlik maske için yeterli, hatta birazcık fazla. Kreme benzer bir yapısı, hafif bir kokusu ve açık yeşil bir rengi var. Yüzümde batma, yanma, kızarma gibi reaksiyonlara neden olmadı. Kremin kendisi yağlı bir his vermedi ama durularken zorlandım. 

Kuru bir cildim olmadığı için çok iyi nemlendiriyor diyemem belki ama bana iyi geldiğini, maskeden sonra nemlendirici kullanmadığımı ve cildimi fazladan yağlandırmadığını söyleyebilirim. Eğer yağlı ama nemsiz bir cildiniz olduğunu düşünüyorsanız deneyebilirsiniz. Şu sıralar hava soğudu ve ben AHA'lı bir krem kullanıyorum bu yüzden nem bakımından memnun kaldım ama normal zamanda kullanacağım bir ürün değil. Benzer etkiyi nemlendirici kremler de yapıyor bence. Bir dezavantajı da memlekette bulunmaması.

Ayak: Botanical Choice Ultra Onarıcı Ayak Maskesi



Yüzüm yağlı, vücudum normal ama nasıl oluyorsa ayaklarım kuru. Bazen her gün kremlemem gerekiyor, yoksa ayaklarımda bir yanma, bir gerginlik hissediyorum. İşte böyle bir zamanda bana kremler yetmiyor daha etkili bir şey lasım diyerek Botanical Choice'un Ultra Onarıcı Ayak Maskesi'ni almıştım.

Maske dışı streçfilme benzer naylon, içi kağıt olan iki çoraba benzer kılıftan oluşuyor. İki kılıfın da içi krem yapıda maskeyle dolu. Bu kılıfları ayağınıza geçirim 20 dakika beklemeniz gerekiyor. Sonra kılıfları çıkarıp ayağınızdaki ürünü de masaj yaparak yediriyorsunuz. 

Ben bu üründen hiç bu kadar rahatsız olacağımı düşünmemiştim. Ayağınızı soğuk, vıcık vıcık bir şeyin içine sokmak çok garip bir şeymiş. Hiç alışamadım, o 20 dakika bitsin diye gözümü saatten alamadım. Tüm bu rahatsızlığa rağmen aldığım sonuç da çok etkileyici olmadı. Maske ancak bir ayak kremi, kıvamlı bir vücut losyonu kadar etkili oldu nemlendirme konusunda. Herhangi bir nemlendiriciyi ayağıma sürüp üstüne de straçfilm kapatsam aynı sonucu alırdım bence. Yine de denemek isterseniz Gratis'ten temin edebilirsiniz.

22 Aralık 2014 Pazartesi

Yardley London Peony EDT


Uzun zamandır parfüm yazmamışım, bugün artık yazayım dedim. Ben genelde iki çeşit parfümü kullanıyorum. İşe giderken veya yemeğe giderken high-end bir parfüm kullanıyorum (örnek: Carolina Herrera NYC 212 EDT). Hafta sonları değişiklik istediğimde, seyahatlerde, kötü kokuları bastırmak istediğimde daha uygun fiyatlı parfümler (örnek: Essence Girls Night Out EDT) sıkıyorum. Yardley London'ın şakayık kokulu bu parfümü de ikinci gruba girenlerden. Hatta uygun fiyatlı parfümler içinden en beğendiklerimden.

"Ucuz" parfümden iki şek bekliyorum; çok çiğ, yapay, alkollü bir kokusu olmasın ve hemen uçup gitmedin. Yardley London Peony EDT tende orta kalıcılıkta, kıyafetlerde ise günlerde dayanan bir koku. Gün içinde ara ara burnuma da geliyor ve bu çok hoşuma gidiyor. Tazelemek isterseniz 50 ml.lik şişesi hem hafif hem de küçük olduğu için yanınızda taşımanıza müsait. Şişe tasarımında sevmediğim tek şey o altın yalnızlı plastik kapağı. Bence plastik bir şeye parlak metal görünümü vermek çok ucuz duruyor. Sade cam veya akrilik bir kapağı olmasını tercih ederdim.


Kokusunu da beğeniyorum. Bence çok sade, net, temiz bir kokusu var. Şakayık dalında nasıl kokar bilmiyorum ama bu parfüm bana çiçek ve sabun kokusu karışımı gibi geliyor. Parfümü tarif eden yazılarda alt notalardan, üst notalardan bahsetse de ben pek öyle çeşitli kokular almıyorum. Baştan sona bana aynı kokuyor. Parfümü yeni sıktığımda çevremdekiler ne sıktın, çok güzel vs. demiyor da ne kokuyor diyorlar. Yani insanlara belirli tek bir şeyi çağrıştırıyor, onun hangi çiçek veya meyve olduğunu anlamaya çalışıyorlar. Sanırım bu da benim bu kokunun karmaşık, boyutlu değil sade ve net bir koku olduğu iddiamı destekliyor.


15-23 yaş arası gençler belki çiçek kokusunu sıkıcı bulabilirler, bu yaşlarda daha meyveli ve şekerli kokular seviliyor. Bunun dışında her yaşta kullanılabileceğini düşünüyorum. Yardley London'ın Lily of the Valley parfümünü de denemiştim onu daha ağır bulmuş, orta yaş ve üstü için uygun olduğunu düşünmüştüm. Çok hafif bir koku değil, yaz aylarında çok az sıkarak kullanılabilir belki ama ben bahar aylarını tercih ediyorum. Bence gündüz kullanımına daha uygun. Akşam bir kafeye, sinemaya vs. gidiyorsanız tabi ki kullanabilirsiniz ama özel günlere, yemeklere katılacaksanız biraz basit kaçabilir.

Özetle harcıalem kullanmak için sevdiğim bir koku oldu. Bitince başka kokular da denemek istediğimden hemen tekrar almayabilirim ama deneyip sevdiğim bir parfüm olarak hep aklımda olacak.

18 Aralık 2014 Perşembe

Taze Bitti - 8



Ekim ve kasım aylarında bitirdiğim ürünleri bir türlü yazamadım. Baktım neredeyse aralık bitecek artık yazmalıyım dedim. Boş kutular çoğaldıkça insan daha çok üşeniyor bir daha bu kadar biriktirmeyeceğim! Nemlendiricilerle başlıyorum:


* The Body Shop Sweet Pea Duo Body Butter: İki bölmede biri butter, diğeri daha yoğun iki krem içeren bir vücut kremiydi. Güzel kokusu çok hoşuma gitti ama butter'lar bana fazla. Ben daha kolay uygulanan ve emilen, losyon formundaki nemlendiricileri daha kullanışlı buluyorum. Bu yüzden bitirmem çok uzun sürdü. Daha çok el ve ayak kremi olarak kullandım. İlginç şekilde yoğun olan krem daha güzel emiliyordu. Yağlı histen de hoşlanmadım. Bir daha alacağımı sanmıyorum.

Alverde Aynısefalı El Kremi: Çok çok beğenerek kullandım, hatta gördüğünüz gibi kesip dibini bile sıyırdım. Detayları BURADAN okuyabilirsiniz.

* Lavera Basis Sensitiv El Kremi: Kokusunu da nemlendimresini de emilme hızını da çok beğendim. 100 ml.lik boyunu aldım. Şu an kullandıklarım bitse de sıra buna gelse diye bekliyorum.

* Neutrogena Hızlı Emilen El ve Tırnak Kremi: Az miktarı bile iyi nemlendiren, koyu kıvamlı güzel bir kremdi. Yine de daha hızlı emilen ürünleri tercih ederim. Ellerim çok kurur veya yıpranırsa tekrar alabilirim.

* Nivea Pure & Natural Vücut Losyonu: Çabuk emilen, orta seviyede nem veren, hafif kokulu ve ince yapılı bir losyondu, beğenerek kullanfdım. Detaylı yazısı BURADA.


Şimdi sıra iki uçta; saçlar ve ayaklarda:

L'action Saç Maskesi: Tek kullanımlık, durulanan bir maskeden ve durulanmayan bir serumdan oluşan bir üründü. Saçımda pek etkisi göremedim. Çılgın Gratis indiriminde bile tekrar almadım.

* hpw Ayak Kremleri: Kuru ayaklarıma derman olur diye aldım ama normal ayak kremlerinden pek farkı yokmuş. Aslında iyi nemlendirdi ama bu kadarını başka bir iyi ayak kremi de yapardı. Aromaterapi olan (beyaz) pek hoş kokmuyordu bence, diğerinin kokusunu ve verdiği hissi daha çok sevdim. Tekrar alacağımı sanmıyorum.

* Pantene Aqua Light Saç Kremi: Saçı ağırlaştırmadan yumuşatan, fiyat-performans oranı yüksek bir üründü. Detaylı yazısı BURADA. İleride tekrar kullanabilirim ama şu an silikonsuz saç kremlerini deniyorum.


Bazı maskelerin kaplarını atmamışım ama onun dışında bitirdiğim cilt bakım ürünleri şunlar:

Clinique Arındırıcı Tonik: Çok iyi arındıran ama aşırı alkollü içeriğiyle de cilde eziyet eden bir ürün. Detaylı yorumlarım BURADA. Yeniden alacağımı sanmıyorum.

* Clinique Liquid Facial Soap: Eylül ayında 100 ml.lik boyunu bitirmiştim bu ay da 30 ml.lik seyahat boyunu bitirdim. İyi köpğren ve iyi temizleyen bir üründü ama bence çok da sıradışı değildi. Fiyatını da göz önüne alınca ilk tercihim olmaz. Detaylar BURADA.

Montagne Jeunesse Hot Chocolate Maske: Uygulandıktan sonra ısınan, aynen portakallı bitter çikolata gibi kokan ve görünen, gözenek temizleyen bir maskeydi. Çok sevdim, etkisini de beğendim. Elimdeki maskeler bitince yeniden alırım. Detaylar için ŞURADAN buyrun.

* Balea Reinigende Maske: Beyaz kil ve çinko içeren yağlı-karma ciltlere uygun bir maskeydi. Cildimi temizledi ve kurutmadı ama çok da özel bir maske olduğunu düşünmüyorum. Burada satılmıyor, ben de peşine düşmem.

* Merz Spezial Aloe Vera & Yoğurt Maskesi: Güzel kokan, nemlendirici bir maske. Genel olarak beğendim, yalnız mentol yakıcılığına benzer o hissi sevmedim.

* PurDerm Cell Illuminating Multi-Step Treatment: Her halde buradaki maskeler içinde en kötüsü buydu. Öncelikle şunu söyleyeyim adında salyangoz, yılan, plasenta vs. isimler olan ürünlerden hiç hoşlanmıyorum. Yalan olmaları da kötü böyle itici ürüner yapmaları da. Bu maske iki aşamalı, önce serumu yediriyorsunuz cildinize, sonra maskeyi yüzünüze yerleştirip 20 dakika bekliyorsunuz. Bence hiç pratik değil, kağıt maskeye de alışamadım. Maskenin aydınlatıcı bir etkisini de görmedim. Bu maskenin yaşlanma karşıtı olan da var ama onu kullanmam herhalde.


Yine kendimi tavuk gibi yolmaya doyamamışım:

* Veet Sir Ağda Bandı: Veet tek tercihim. Keşke ılık kavanoz ağdalarını piyasadan kaldırmasalardı. Bu bantlar taze olduğunda ve iyi ısıtıldığında harika performans gösteriyor. Yüz dışında her yerde kullanıyorum. Yalnız naturals veya diğer serilerinin uygulamada ve sonuçta birbirinden en ufak farkının olduğunu düşünmüyorum.

* Veet Yüz İçin Sir Ağda Bandı: Bittikçe alıyorum. Çok pratik. Biraz pahalı ama indirimleri takip ederek almaya çalışıyorum ne yapayım.

* Gilette Venus Yedek Traş Başlığı: Bir kutudan 2 veya 4 tane çıkıyor. Ben Venüs jiletten memnun olduğum için sürekli yedekliyorum. Bugüne kadar tahriş, kesik gibi olumsuzluklarla karşılaşmadım.



Ve diğerleri…

* Wynn Asetonsuz Oje Çıkarıcı: Ben performansını çok beğenmedim. En çok da şişesini beğenmedim. Pompa başta eğlenceli gibi gelse de çok kullanışsız. Neden pompaya ihtiyaç olsun ki? Makyaj çubuğuna oje çıkarıcı dökmek pompa yüzünden çok zor. Bir daha almam.

* Colgate Ağız Çalkalama Suyu: Bu ürünü ve diğer çeşitlerini ŞU YAZIMDA incelemiştim. Tuzlu tadına bir türlü alışamadığım için bir daha alacağımı sanmıyorum.

* Sensodyn Multi Protection Diş Fırçası: Böyle yazılarda diş fırçası pek görülmez belki ama ben çok beğendiğim için yazmak istedim. O çapraz kıllı, alengirli, renkli fırçaları unutun. Sık ve kaliteli kılları, ağızdaki dar yerlere girebilen küçük fırça başıyla harika temizleyen bir fırça. Eczanelerde satılan Curaprox marka fırçalara çok güzel ve uygun fiyatlı bir muadil bence.

15 Aralık 2014 Pazartesi

Nuxe Contour des Yeux Prodigieux Göz Kremi


Bugün sizlere anlatacağım ürün Nuxe markasının Contour des Yeux Prodigieux göz çevresi kremi. Bu krem göz çevresindeki ilk kırışıklıklara ve torbalara karşı dinlendirici ve aydınlatıcı bir etki bıraklamyı vaad ediyor. İçinde son zamanlarda çok popüler olan nemlendirici hyaluronic asit var. Koyu halklalar üzerindeki etkileri ise ikinci planda.


Kuru bir göz çevrem olmadığı için nemlendirmesinden çok torbalanmayı azaltmasını istediğim bir üründü ama etkisi tam tersi oldu. Çok hafif ve güzel kokulu olan bu krem cilt tarafından hemen emiliyor ve göz çevresini çok iyi nemlendiriyor. Kuru göz çevresi olanları memnun edeceği gibi benim gibi yağlı cilde sahip olanlara da hafifliğiyle hitap edecektir. Diğer taraftan torbalar ve yorgunluk belirtilerine karşı etkisini son derece sınırlı buldum. İlk bir buçuk ay sabah akşam düzenli kullanmama rağmen morluk ve torbalarımda bir değişiklik gözlemlemeyince sadece akşamları bakım olsun diye kullanmaya başladım. İlk çizgilerim ise çok ince olduğundan o konuda yorum yapmıyorum.


Ürünün güzel taraflarından biri de ambakajı. Pompalı şişesi son derece kullanışlı ve hijyenik. Kutuda 15 ml. ürün var. Ben bir pompadan az ürünü sadece akşamları kullandığım için bana 6 ay yetti. BU YAZIMDA bahsettiğim alışverişimle indirimli almıştım. Açıkçası indirimsiz fiyatını hak ettiğini düşünmüyorum çünkü güzel ambalajlı, güzel kokan, iyi bir nemlendirici ama diğer vaadlerini yerine getirmiyor.


Merak edenler kremin içindekileri yukarıda görebilir. İçinde paraben yok ama temiz içerik konusunda hassassanız biraz daha araştırmanızı öneririm.

Kısacası gayet güzel bir nemlendirici, indirimli haliyle kullanılabilir. Morluk ve torbalara karşı etkisiz olduğu için başka ürünler denemeye karar verdim, bu yüzden tekrar almadım. Sizin beklentiniz iyi nemlendiren ama hızlı emilen, hijyenik ambalajlı bir krem bulmaksa tavsiye ederim.

13 Aralık 2014 Cumartesi

Clinique Chubby Stick


Bu yazının konusu çok tartışmalı bir ürün. Seveni de var sevmeyeni de. Baştan söylüyorum ben Clinique Chubby Stickleri sevenlerdenim. Hemen şunu söyleyeyim bu bir ruj veya parlatıcı değil, ne kadar internet sitesinde parlatıcı yazsa da gerçekten değil :) Bu bir renkli dudak balmı ama bence biraz farklı. 

Fotoğraftan gördüğünüz gibi bende 07 Super Strawberry ve 13 Mighty Mimosa isimli iki rengi var. Mighty Mimosa pembeler grubundan açık bir renk ve benim koyu renk dudaklarımda pek belli olmuyor. Dudaklarıma pembe yansımalar ve daha parlak bir görünüm kazandırıyor o kadar. Super Strawberry ise morlar grubundan tam benlik bir renk. Dudaklarımın rengiyle uyum sağlayan, koyu bir pembe. Yıllar önce birçok renkli lip balm denemiş hepsinin renginin komik görünecek kadar yapay durduğunu düşünmüştüm. Bazılarının içinde simler vardı bazıları da yağlı bir parlaklı veriyordu.  Ben de renkli lip balm kullanmayı bırakmıştım. Chubby Stickler ile geri döndüm çünkü Chubby Stickler geniş renk ve güzel renk seçeneğiyle dudağınıza yakışacak rengi sunuyor. Nemli bitişli ve dudakları bakımlı gösteriyor.

Meraklısı için içindekiler.

Renklerin kalıcılığı bir dudak balmına göre ortanın üstünde. Gün içinde birkaç kere tazelemek gerekiyor fakat balm olduğu için uygulamak çok kolay. Ben ki ayna karşısında bile rujları taşırırım bu ürünü aynasız bile sürebiliyorum. ''Sheer'' yapılı olduğu için uygulama hataları zaten belli olmuyor.

Kuru dudaklara tek başına çare olamaz belki ama dudakları güzel nemlendiriyor. Ben normal dudaklarım için yeterli buluyorum. Benzer renkli rujlarımın altına normal bir nemlendirici yerine de kullanıyorum ve güzel iş görüyor. Seyahatlerde yanıma hem dudak kremi hem de ruj almıyorum, bu ürünü çantama atıp gidiyorum.


Ürün yumuşak, çok çabuk tükeniyor. Gördüğünüz gibi Super Strawberry bitmek üzere ve henüz alalı 6 ay oldu. Ürün bitmeye yaklaştıkça kırılmaması için dikkatli kullanmak gerekiyor. Ürünün tek sevmediğim özelliği bu sanırım.

Bir de ürün 64 lira. Ürünü beğenmiş, hatta gidip ikincisini almış biri olarak bile bu fiyatı fazla buluyorum. Chubby Sticklerden sonra bir çok marka muadil ürünler piyasaya sürdü, beğenirseniz onları da deneyebilirsiniz ama ben renklerini Clinique serisindekiler kadar beğenmedim. Eğer kendinize uygun bir renk bulabiliyorsanız muadillerini almak daha mantıklı olabilir.



Bazıları üstüne biraz daha koyar Mac ruj alırım diyor, belki de haklılar ama ben herhangi bir ruj ile bu ürünü aynı kefede görmüyorum. Günlük olarak ruj kullanmak bana ağır geliyor. Özellikle örtücü rujlarda 'önce dudağını nemlendir, bekle, sonra taşırmadan uygula' süreci beni yıldırıyor. Benim gibi günlük makyajda ruju tercih etmeyen; hep kolay uygulanan, nemlendiren ve dudaklarınıza doğal renk veren bir ürün aramışsanız size Clinique Chubby Stick'leri tavsiye ederim. Yine de fiyat konusundaki çekincemi hatırlatırım.

6 Aralık 2014 Cumartesi

La Roche Posay Anthelios XL Tinted Extreme Fluid SPF 50


Siz de benim gibi yaz kış yüksek korumalı güneş kremi kullanıyorsanız bitmeyen bir yağsız ve parlama yapmayan krem arayışındasınızdır. Elbette yüzde beyaz bir tabaka bırakmaması ve kolay emilmesi de önemli. Bu uğurda denediğim son ürün La Roche-Posay'in Anthelios XL serisinden renkli ve aşırı akışkan güneş kremi oldu.

Krem gerçekten çok akışkan, parlak bir somon renginde. 50 ml.lik vida kapaklı plastik bir şişesi var. Ambalajı ecnebilerin sleek dediği türden, çok ince kompakt bir şey. Makyaj çantalarına, küçük gözlere rahatlıkla sığıyor.

Kullanmadan önce kremi iyice çalkalamak gerekiyor. Çok akışkan olduğu için dikkatli olmak da gerek. Ben işaret parmağıma azar azar alıp yürümün değişik noktalarına sürüyorum, sonra da dağıtıyorum. Şişenin ağzı fotoğrafta gördüğünüz gibi, ürün miktarını ayarlamakta baya yardımcı oluyor.

Burada kremin rengi birazcık koyu çıkmış, aslında az daha açık ve parlak bir renk.

La Roche-Posay Anthelios XL Tinted Extreme Fluid akışkan olduğu için ciltte çok kolay dağılıyor. Ince bir yapısı var, tamamen mat bir bitişi olmasa da bazı kremler gibi yağlı yağlı parlamıyor. Bütün bunların bir bedeli var tabi, o da alkol. Ürünün kıvamının böyle ince olması için bolca alkol kullanılmış. Kokusundan bile bunu anlmak mümkün. İçindeki diğer şeyler şöyle:
Aqua, Isododecane, Isononyl isononanoate, Alcohol Denat., Dicaprylyl carbonate, Cyclohexasiloxane, Octocrylene, Titanium Dioxide, Isocetyl Stearate, Glycerin, Butyl Methoxydibenzoylmethane, Styrene/Acrylates Copolymer, PEG-30 Dipolyhydroxystearate, Bis-ethylhexyloxyphenol Methoxyphenyl Triazine, Polymethylsilsesquioxane, Silica, Caprylyl Glycol, Cassia Alata Leaf Extract, Disodium EDTA, Disteardimonium Hectorite, Dodecene, Drometrizole Trisiloxane, Ethylhexyl Triazone, Isopropyl Lauroyl Sarcosinate, Lauryl Peg/ppg-18/18 Methicone, Maltodextrin, Phenoxyethanol, Poloxamer 407, Poly c10-30 Alkyl Acrylate, Propylene Carbonate, Terephthalylidene Dicamphor Sulfonic Acid, Tocopherol, Triethanolamine
Yani içinde parfüm ve paraben yok. Yine de dünyanın en temiz içeriğine sahip değil. Az miktarda kimyasal, ağırlıklı olarak ise fiziksel filitre içeriyor. Suya, tere ve kuma dayanıklıymış. Ben plajda kullanmadım ama uzun günün ardından akşam yüzümü temizlerken pamuktaki turuncu renkten gayet kalıcı olduğunu anladım. Etkin maddeleri arasındaki mexoryl ise son derece 'foto-stable' yani güneş ışığı gördükçe bozulmayan, etkisini kaybetmeyen bir maddeymiş.

Krem gördüğünüz gibi renkli ama bu renk asla cilt kızatıklarını dengeleyecek veya kapatıcılık sağlayacak bir şey değil. Nasıl ki fiziksel filitre içeren güneş kremini sürdüğünüzde hafif bir beyazlık oluşur, bu kremde de ilk anda parlak bir pembelik veriyor. Bence hoş bir görüntü ama sonra bu geçiyor. Zaten ürünün renkli olmasının bence tek nedeni o beyaz tabaka görünümünü engellemek. Aşağıdaki fotoğarfta göreceğiniz gibi krem cilde yedirildikten sonra varlığı belli olmuyor.


Nemlendirici özelliği fazla değil. Ben yağlı ciltli olduğum için bana yetiyor. Kullandığım birçok kreme göre parlama sıkıntısını en az yaşatan ürünlerden biri. Gün içinde parlama sorunum oluyor ama o bu kremi kullanmasam da olurdu diye tahmin ediyorum. Korumasından da son derece memnunum. Yaz ortasından beri kullanıyorum, cildimde yanma, lekelenme, kızarma, kararma gibi sorunlarla karşılaşmadım. Sivilce veya tahriş de yapmadı. Kokusunu ise görmezden gelinebilir buluyorum. 

Bu ürünle ilgili tek sevmediğim şey bazı nemlendiricilerin üstüne uyguladığımda parmaklarımla yedirmeye çalışırken soyulup çıkması oldu. Sanki güneşte yanmış deri veya ciltte kurumuş tutkal gibi yediremeden soyulup elime geldi. Bu sorunu, emilmesini ne kadar beklersem bekleyeyim La Roche-Posay Effaclar Mat nemlendirici, La Roche-Posay Effaclar tonik ve Clinique Dramatically Different Moisturizing Gel'de yaşadım. Şu an nemlendirici olarak NeoStrata Ultra Smoothing Lotion kullanıyorum ve şimdilik öyle bir sorunum yok. Siz de aynı sorunu yaşıyorsanız benim gibi ürünü bolca sürüp pek parmak uçlarıyla masaj yapmadan şöyle bir yayıp bırakmayı deneyebilirsiniz, işe yarıyor.

3,5-4 aydır düzenli kullanıyorum, şişenin üçte ikisi bitti. İnce yapılı olduğu için bol bol kullanmama rağmen beni iyi idare ediyor bence. Bitirince Clarins UV Plus kremini ve sonra da Shiseido'nun bir kremini denemek istiyorum. Daha mat ürünler bulabilirim diye düşünüyorum ama La Roche-Posay Anthelios XL Tinted Extreme Fluid de her zaman performans/fiyat oranı yüksek bir ürün olarak aklımın bir köşesinde olacak.

30 Kasım 2014 Pazar

Colgate Plax Ağız Çalkalama Suları


Ağız diş sağlığı için kullandıklarımızdan biri de ağız gargaraları. Ben gargarayı tavsiye edildiği gibi günde 2 kez kullanmıyorum. Doktorlar genelde gargara için olsa da olur olmasa da olur diyorlar. Ben de aynı fikirdeyim. Bu yüzden gargaraları sadece diş ipi kullandıktan sonra ağzımdaki kötü hissi gidermek ve diş etlerimi dezenfekte etmek için kullanıyorum. Fotoğrafta gördüğünüz Colgate Plax gargaralarında hepsini bu şekilde kullandım.

Dediğim gibi gargaradan pek beklentim olmadığı için Colgate Plax'ın çürük oluşumunu engellemek, daha ferah nefes sağlamak gibi vaatlerini pek önemsemiyorum. Benim gargaralardan tek beklentim nefesimi tazelemesi ve hafif tat. Çünkü ben de gargara kullanmaktan vazgeçemeyen ama her seferinde de yüzünü buruşturanlardanım.

Colgate Plax Çok Yönlü Koruma klasik bir ağız çalkalama suyu. Alkolsüz olmasına ve yanma hissi yaratmaz demesine rağmen ben tadını keskin buluyorum. Gerçekten nefesinizin uzun süre yani bir şey yiyip içinceye kadar naneli kokmasını sağlıyor.

Colgate Plax Tuz ilginç bir gargara. Şişenin üstünde diş etleri için özel formüle ve hafif bir tada sahip olduğu yazıyor. Bakteri plağını önlemeye yardımcı oluyormuş ve içinde de tuz katkısı varmış. Aslında bunlar ürünün benim için ideal gargara olması gerektiğini söylüyor ama öyle değil. Hafif bir kokusu var ve aslında tadı da Colgate Plax Çok Yçnlü Koruma kadar keskin değil ama tuzlu. İnsanda deniz suyuyla gargara yaptığı hissi oluşturuyor. Bazen çok mide bulandırıcı gelen bu tat bazen çok normal geliyordu bana. Şişenin dibine yaklaştığımda bile bazen bunu daha fazla kullanamayacağım diyordum. Bu garip tadı yüzünden bu ürünü bir daha kullanamayacağım ama ben tuzlu sudan etkilenmem diyenler severek kullanabilir.

Colgate Plax Yeşil Çay Özlü de ferah bir nefes ve çürük oluşumunu engellemeye yardımcı olmayı vaat ediyor. Özellikleri arasında 'hafif tat' yok sadece yanma hissi yaratmaz diyor ama benim içlerinde en uygun bulduğum bu oldu. Yine yüzümü buruştursam da en kolay kullandığım gargara bu. Tadı naneden çok yeşil çaya benziyor. 

Ürünlerin içerikleri birbirinden farklı o yüzden bir madeye alerjiniz varsa veya bir etken maddeyi özellikle istiyorsanız içeriklerine teker teker bakmanızı öneririm.

Bu 250 ml.lik ağız çalkalama sularının etiket fiyatı 10 lira civarında. Tavsiye edildiği gibi günde 2 kez ve her seferinde 20 ml. kullanarak ağzınızı çalkalarsanız bir ayda 5 şişe gargara almanız gerekir ki ben gargaraların etkisinin buna değeceğini düşünmüyorum. Genelde kapaktaki ölçü bana çok geliyor, rahat kullanabilmek için daha az ürün kullanıyorum. Ayrıca indirimlerden stoklamaya çalışıyorum. 

Özetle bence ağız gargaraları ağzı tazelemek, ekstra bakım yapmak için iyi ama olmazsa olmaz da değil. Benim gibi aşırı mentol tadından hoşlanmayanlar Yeşil Çay Özlü olanı sevebilir. Ağzım buz gibi olsun, nefesim saatlerce nane koksun diyen Listerinecileri ise hiçbiri tatmin etmeyecektir :)

25 Kasım 2014 Salı

Almanya ve Duty Free Alışverişi


Alışveriş yazısı yazmayı bırakmıştım ama arada yurtdışı veya online alışverişlerimi fikir vermesi açısından yazmak iyi olur diye düşündüm. Yine Almanya'ya gittim* ve bu sefer ürünlerin çoğunu Budnikowsky adlı bakım marketinden aldım. Almanya benim için naturkosmetik demek; ürünleri gördükçe anlayacaksınız. 


Saç ürünleriyle başlıyorum:

Lavera Kadifeçiçeği Şampuan: Saçlarımı yağlanma karşıtı market şampuanlarıyla yıkıyordum, daha yumuşak ve doğal formüllü şampuanlara geçsem daha mı iyi olur acaba diye düşünüyordum. Normal saçlar için olan ve silikon ile SLS içermeyen bu şampuanı alıverdim. Fiyatı 3,95 avro.

Lavera Kadifeçiçeği Saç Kremi: Yukarıdaki şampuanın saç kremi. Elimde hiç saç kremi kalmamıştı, iyi oldu.

Lavera Gül Onarıcı Saç Kremi: Temiz içerikli ürün bulmuşken yedek olarak alayım dedim. Bütün yumurtaları aynı sepete koymuş oldum ama umarım iyi çıkar. İki saç kreminin de fiyatı 3,99 avro.


İkinci grup ise el kremleri. Paraben ve mineral yağ içermeyen üstelik uygun fiyatlı el kremi bulunca depoladım.

Lavera Basis Sensitiv El Kremi: Bu kremin küçük boyunu kullanıp kokusunu ve yapısını çok sevmiştim. Bulunca bu kremin büyük boyunu aldım. Fiyatı 2,99 avro.

Dr. Scheller Aynısefalı El Kremi: Yine temiz içerikli ama uygun fiyatlı el kremi bulmuşken almadan geçmeyeyim dedim. Fiyatı 2-3 avro civarında olmalı.

Alviana Soft Aloe Vera El Kremi: Minik boyu çantada taşımak için çok uygun olduğundan aldım. Bir de aloe veralı kremler çok seviyorum. Fiyatı 99 sent.


Diğerleri kategorisindeyse şunlar var:

Lavera Basis Sensitiv Diş Macunu: Fotoğrafta göremiyorsunuz çünkü bu ürünü deneyip beğenen anneme almıştım ve çoktan ona verdim. Daha önce yorumlarım BURADA da yazmıştım. 1,99 avroya 100 ml.lik bir ürün iyi oldu bence.

Alviana Bitkisel Diş Macunu: Lavera marka macunu anneme alınca sırf denemek için bu macunu da kendime aldım. Fiyatı 1,99 avro.

Kniepp Regeneration Göz Çevresi Kremi: Göz kremim bitmek üzereydi ve çok düşünmeden sırf naturkozmetik markalarından birinin ürünü diye bunu aldım. Yaşlanma karşıtı bir ürünmüş, belki de bana fazla gelir bilemiyorum. Fiyatı 9,95 avro.


Az sayıda kozmetik aldım işte onlar:

Alverde Kaş ve Kirpik Maskarası: Bakım da yaptığını iddia eden, temiz içerikli şeffaf bir rimel. Muadillerine göre fiyatı fena değil, yaklaşık 4 avro. Şimdiden 6-7 kere kaşlarımda kullandım ve fırçalarını da, ıslak ıslak kalmayıp hemen kurumasını da çok beğendim. Yalnız kirpiklerde çok etkisiz.

Astor Heidi Color Last VIP Ruj: Daha önce benzerini görmediğim, dudak rengime çok yakın sakin bir pembe olduğu için aldım. Kahverengi barındıran, dudağımdan birkaç ton koyu bir ruj. İddia ettiği gibi saatlerce kalmıyor dudakta ama kurutmaması ve kolay sürülmesini beğendim. Fiyatı 4,85 avro.

Manhattan Kohl Göz Kalemi: Nude göz kaleminin iyisini bulmak kolay değil. Bu hem yumuşaklığı hem de rengiyle hoşuma gitti. Daha önce bu markanın kalem farını alıp memnun kaldığım için bunu da aldım ve memnunum. Fiyatı 1,85 avro.


Son olarak duty-free'den aldıklarım… Şunu da söylemeden geçmeyeyim Berlin Tegel Havaalanı'nın dutyfree'si yok gibi bir şey, eğer siz de o havaalanını kullanacaksanız aklınızda olsun. Ben bu ürünleri Atatürk Havaalanı geliş terminalinden aldım. 

Clarins UV Plus Ecran Multi-Protection Krem: Yağlı cilde ağır gelemeyen yüksek korumalı krem arayışımın son noktası. Çok hafif olduğunu okuduğum için aldım. Fiyatı 33 avro.

Lancome Tonique Douceur: Önceden araştırmadan, toniğim bitmek üzere olduğu için aldım. Alkolsüz olması ve fiyatının uygunluğu bu kararda etkili oldu. 400 ml.lik ürün 30 avroydu yalnız nedenini bilmediğim bir indirim oldu kasada ve 24 avroya aldım.

* Daha önceki alışveriş yazısını okumak isterseniz işte burada: Almanya'dan Aldıklarım

** Fotoğraflar bir garip çünkü bozulan makinam yerine yenisini aldım ve Nikon'a henüz alışamadım. Umarım bu makinanın da dilinden anlayabilirim yakın zamanda.

20 Kasım 2014 Perşembe

Sephora Professionnel Açılı Allık Fırçası


Allığı çok severim, çok kullanırım. Anladığım şu ki allığınız ne kadar kaliteli ve güzel renkli olursa olsun nasıl uyguladığınız esas önemli olan şey. Ben allığı hafifçe belli olacak şekilde kulak üstünden burun ucuna bir hat çizermiş gibi uygulamayı seviyorum. Daha önce Real Techniques allık fırçasını kullandığımı ama performansından memnun kalmadığımı anlatmıştım. Durum böyle olunca onunla tam ters özellikleri taşıyan Sephora Professionnel Angled Blush no. 40 adlı fırçayı aldım.

Fırça elips şeklinde ve açılı bir yapıya sahip. Fırça tok ve sık kıllardan oluşuyor. Sert cildi çizen bir yapısı yok kesinlikle ama Real Techniques fırçalardaki tüysü yumuşaklıkta da değil. Fırçanın bu ayarlı sertliğinin toz allığı fırçaya çok çaba harcamadan almayı ve kontrollü şekilde, pigmentini kaybetmeden uygulamayı sağlıyor bence. Fırçanın açılı olması fırçayı yüzünüze değişik şekillerde yerleştirerek veya fırçanın farklı köşelerini kullanrak farklı uygulamalar yapabilmenize imkan veriyor.


Fırça keçi kılından yapılmış. Bu nedenle krem ürünleri emeceğini düşünüyorum ama deneyince burayı güncellerim. Keçi kılından olması vegan hassasiyetleri olanlar için de olumsuz bir özellik. Benim için başka bir eksisi de fırçanın kıl dökmesi oldu. Özellikle ilk kullanmaya başladığımda yüzümden fırça kıllarını toplamam gerekiyordu. Benzer fırçaların başta kıld öktüğünü ama sonra bunun durduğunu okumuştum ve kullanmaya devam ettim. Gerçekten de şu an sıfır olmasa da çok az kıl döküyor.

Fırçayı 4-5 aydır kullanıyorum. Defalarca yıkadım. Yıkarken ekstra bir dökülme fark etmedim. Kolay temizlendi ve birkaç saatte kurudu. Kururken fırçanın güzelce şekillendirilmiş olması önemli çünkü doğal kıllar kururken aldıkları şekli bir daha yıkanıncaya kadar koruyor. Yumuşatıcı bir temizleyiciyle yıkamak da fırçaları baya yumuşatıyor.

%50 indirimli olarak 25 liraya Sephora'dan almıştım. Baştaki kıl dökülmesi ve doğal kılların nazlı oluşu olumsuz özellikleri. Böyle bir fırçaya tam fiyatını vermek istemezdim açıkçası. Diğer taraftan fırçanın uygulamasnı, verdiği kontrolü ve yüzüme uyumunu sevdim. Şu an severek kullanıyorum. Umarım kısa zamanda yıpranmaz da yıllarca kullanabilirim.

7 Kasım 2014 Cuma

Seyahat Makyaj Çantam


Yarın yine yolculuk var. Her seferinde yanıma aldıklarımı yazayım diyordum ama her seferinde aceleden fotoğraf çekemiyordum. Bu sefer oldu. Üstelik ilk defa yanıma bu kadar çok makyaj malzemesi aldığım seferde oldu. Bu kez sadece turist olup meydanlarda sürtmeyeceğiz bir nikaha katılacağız bu yüzden biraz süslenmek gerekir diye düşündüm. 

Makyaj çantasını son çılgın Gratis indiriminden 3-4 lira gibi bir fiyata aldım. İlk kez kullanacağım leke ve nem tutmayacak hafif bir çanta olması hoşuma gitti.


Bu iki ürünü yanıma almam özel bir durum olduğunun göstergesi. Shiseido Shere Eye Zone Corrector parlak somon renginde sıvı bir kapatıcı. Max Factor 2000 Calorie klasik bir maskara. Başta hiç sevmemiştim ama rimel kurudukça hoşuma gitmeye başladı.


İşte farlarım. The Body Shop Colour Crush farları beğenerek kullanıyorum, genelde ikisini bir arada kullanıyorum. Lancome tekli far artık piyasada yok ve ben de yazısını yazmamışım ama çok sevdiğim bir far bu da. Mor-pembe arası, sedefli, pigmentli ve çok kalıcı bir far. Catrice tekli far ise yeni aldığım bir ürün, ilk kez bu seyahatimde deneyeceğim.


Göz makyajı bitmek bilmiyor. Tüm bu farların göz kapağımda kalabilmesi için The Balm Put A Lid On It far bazı şart. Bu ürünü kullandığımda nadiren farlarım göz kapağımdaki kırışıklıklarda birikme yapsa da genel olarak başarılı bir ürün. Bunun detaylı yazısını yazayım en iyisi :) Göz kalemi olarak yanıma Pikenz'in bitmek üzere olan gümüş rengi kalemi ile Rival de Loop'un ten rengi dudak kalemini alıyorum. Bu dudak kalemini benim gibi nude göz kalemi olarak çokmuş. Gerçekten güzel oluyor siz de deneyin bence. Fırçaları kendime yük etmek istemediğim için yanıma bir tek Ecotools marka crease fırçasını alıyorum. Bir tek gözün katlanma yerine parmakla güzel far sürülmüyor.


Geri kalan her şey de burada. Clarins Prodige allığı almamın nedenlerinin en büyüğü içinde fırçası olması. Her makyajla gidebilecek doğal ve hafif bir rengi var. The Balm Sexy Mama transparan pudra hem göz altı kapatıcısını sabitlemekte hem de güneş kreminden yüzümün parlamasını engellemekte lazm olacak. Onu da H&M'in mini kabuki fırçası ile uygulayacağım. Dudaklarım için iki ürün aldım yanıma: İlki Clinique Chubby Stick, nemlendirici ve tazelemesi kolay olduğu için bunu gündüzleri kullanmayı düşünütorum. İkincisi de Bourjois markasının 'berry' tonunda bir ruju. Bu da artık piyasa da yok.

On iki günlük bir yolculuk için fazla sayılmaz bence. Siz ne dersiniz? Siz de bu kadar makyaj ürünü taşıyor musunuz yanınızda?

5 Kasım 2014 Çarşamba

Son Bahar Temizliği


Mevsim geçişleri çok zor. Saç dökülmesi, zayıflayan bünye, günlerin kısalması... Bir de kışlıkları çıkarma, yazlıkları kaldırma sıkıntısı var. Bu furyada makyaj çekmecemi de elden geçirdim ve artık bazı şeylerle vedalaşmam gerektiği konusunda kendimi ikna ettim. Çöpe giden o ürünler ve yorumlarım şöyle:



Pretty Fashion Make-Up Kit: Her halde 7-8 yıllık bir palet. Gördüğünüz gibi ilk bölümde farlar, bir alt katında biri simli diğeri mat 2 pudra 2 allık, son katta da fırçalar ve dört renk ruj vardı. Sadece farlarını kullandım. Çok pigmentli olmayan, renkleri bana uymayan, kaliteli diyemeyeceğim bir paletti. Zaten Strawberrynet alışverişimde hediye olarak gelmişti. Artık farları durduğu yerde toz toz olup her yere bulaştığı için atıyorum.

Essence French Manicure Pedicure Pen: ŞU YAZIMDA bahsettiğim, ucundan beyaz boya gelmesini sağlayamadığım para israfım. Gözüm görmesin.


Bioder Tüy Azaltıcı Krem ve Jel: Markozi Box ile çok ucuza almıştım. Dudak üstümde biraz denedim ama pek sonuç alamadım. Sonuç alamayınca da düzenli kullanmayı bıraktım. Markozi'de genelde son kullanma tarihi geçmek üzere olan ürünleri sattıkları için günü geçmiştir diyerek bunu da atıyorum. Maalesef üstünde son kullanım tarihi yok.

Olay White Radience Protective Cream Spf 24: Ten rengini açıp ton eşitsizliklerini gidermeyi vaadeden bir krem. Alışveriş hediyesiydi, zaten ülkemizde de satılmıyormuş. Yüz ürünlerimden memnun olduğum için yüzümde sadece birkaç hafta denedim ve aslında beğendim de. Yağlı cildimde ağırlık yapmadı ve güzel nemlendirdi. Kollarımda ve ellerimde de kullandım. Şimdi son kullanım tarihi geçtiği için güveni yüzüme süremiyorum. Kavanozuna kendi yaptığım kremlerden koymayı planlıyorum. Olay daha önce ilgimi hiç çekmeyen bir markaydı ama bu ürünle olumlu düşünmeye başladım.


T. Narcisse No. 12 Kalem: Nereden geldiğini bilmediğim, güzel bir kalem. Yalnız yeşil benle çok alakasız bir renk. Bunu herhalde annem almıştır. Yıl oldu bir kez olsun kullanmadım. Zaten çok eski bir ürün. Atmamak için neden göremiyorum.

Catrice Longlasting Eye Pencil Waterproof: Elde çok güzel duran ama gözde kabuklu ve kırışıklı görüntü bırakan bir kalem. Oysa daha geçen ay ne hevesle almıştım. Yazısı BURADA.

Natural Collection Eye Lines: Boots'ta satılan ucuz bir marka Natural Collection. Bu kalemi de ucuz olduğu için almıştım. Fena bir kalem değil ama yapısı sert ve bazen pürüzsüz çizgi çekmeme engel oluyor bu özelliği. Yarısını da kullandım sayılır ama Gosh Eye Liner ile tanıştığımdan beri nadiren kullanıyorum bu kalemi. O yüzden bu da çöpe.

Pastel Dramatic Look 5x Volume Maskara: Bir hediyeleşme etkinliğinde gördüğünüz haliyle gelmişti. Daha sonra mağazada aynı ürünün plastik bir ambalajda olduğunu gördüm. Kokusu da pek hoş olmadığı için açılmış olduğunu ve zamanla bozulduğunu düşünüyorum. O yüzden hiç kullanmadan çöpe atıyorum.


Korres Soft Touch Lip Pen (34 Brown Purple): Attığıma en çok üzüldüğüm ürün bu oldu. Bir alışverişimde hediye olarak gelmişti. Korres doğal kozmetik üreten bir Yunan markasıymış. Bu rujun da yapısını, yumuşaklığını, pigmentli olmasını çok sevdim. Fakat bu morumsu kahverengi bana hiç yakışmadı. Başka rujlarla karışırdım yine olmadı. Markayı kafama yazdım ama bu ürününü maalesef kullanamayacağı.

Max Factor Vibrant Curve Effect Lip Gloss: Hoş bir rengi var ve aplikatörünü de beğendim ama dudakta biraz ağırlık yapıyor, kalıcı da değil. Hediye olarak gelmişti, şimdi de son kullanma tarihinin geçtiğini fark ettim. Elimde çok benzer ürünler de olduğu için kalabalık yapmasın diye bunu da atıyorum.

Bir bunun kadar da atmaya kıyamadıklarım var. Yine de elimin altından kalabalık kalktığı için memnunum. Umarım bir gün ojelerime de aynı acımasızlıkla yaklaşabilirim.

Zamanında bir de Bahar temizliği yapmıştım; isterseniz buradan okuyabilirsiniz.

3 Kasım 2014 Pazartesi

Clinique Dramatically Different Moisturizing Gel


Bugünkü incelemeyle Clinique'in 3 Adımlı Bakım serisinin son ürüne gelmiş oluyoruz: Dramatically Different Moisturizing Gel (Dramatically Different Nemlendirici Jel Krem). Yağlı ciltler için jel formundaki bu nemlendirici tam boy olduğunda pompalı bir şişede oluyor. Benim kullandığım introduction kit içindeki 30 ml.lik tüpteki hali. En uygun fiyatlısı 200 ml.lik boyu olsa da 40-50 ml.lik nemlendiriciler bile bana yedi sekiz ay yettiği için tam boyunu kullansam bozulmadan bitiremezdim diye düşünüyorum.


Etkisiyle başlayayım: Cildimi kullandığım tüm diğer matlaştırıcı nemlendiricilere göre çok daha uzun süre mat tutuyor. Çok çabuk emiliyor. Hele cildinize sürmeden parmaklarınızda biraz ısıtırsanız cildinizde su gibi dağılıyor. Bir dakika dolmadan cildiniz çok daha pürüzsüz, mat ve ipeksi oluyor. Yalnız serinin jeli ve toniği çok kurutucu ürünler olduğundan mı bilmiyorum cildimdeki gerginlik hissini kolayca geçiremiyor. Hele sıcak banyolardan sonra gerginliğin geçmesi için bu kremi iki kat kullandığım oluyor. Yağlı ciltli biri için bunlar ilginç tecrübeler tabi. Cilde verdiği pürüzsüzlüğün de anlık olduğunu düşünüyorum. 


Üründe Clinique'in diğer ürünlerinde olduğu gibi parfüm yok. İçindeki maddelerden gelen bir kokusu var. Bazıları bu kokuyu garip bulsa da ben sevdim. Bazen vanilyalı kurabiyeyi bazen sakızı anımsatan değişik bir kokusu var. Ben tek seferde nohut kadar (fotoğrafta gördüğünüzden azıcık çok) nemlendirici kullanıyorum. Cilde kolay dağıldığı için çok az bir ürünü tüm cilde yedirebiliyorsunuz. Yalnız dediğim gibi nemlendirmesi kuvvetli olmadığı için diğer kremlere göre daha bol kullanıyorum. Sadece akşamları kullanmama rağmen 12 haftada 30 ml.lik tüpün içinde birkaç kullanımlık kaldı. Çok bereketli olduğunu söyleyemem.

Nemlendirmesi kış ayları için kurutucu jel ve tonikle birlikte kullanmak için bazen yetersiz gelse de çabuk emilmesi ve verdiği matlık nedeniyle severek kullandığım bir nemlendirici oldu. Biter bitmez yenisini alacağım bir ürün değil ama 3 Adımlı Bakım serisinden en sevdiğim ürün bu. Zaten yakında serinin tamamı hakkında bir yazı yazarım.

2 Kasım 2014 Pazar

H&M Selected Mini Kabuki


Acilen yazdığım bir yazı bu çünkü eğer Türkiye'ye gelirse veya gelmişse bu fırçayı kaçırmanızı istemiyorum. O fırça H&M Selected Mini Kabuki

Bu fırçayı uzun süredir seyehatlerde kullanabileceğim bir pudra/allık fırçası aradığım bir dönemde H&M'in anavatanı İsveç'te buldum. Kapaklı veya mini fırçaların fiyatı bana hep pahalı geliyordu, kullanılabilir kalitedeki fırçalarsa 30 lira civarından başlıyordu. Bu minik fırçayı 39 krona yani yaklaşık 12 liraya aldım. 


Bu fırçayı almamın ilk nedeni kıllarının inanılmaz yumuşak olmasıydı. Öyle ki kıl derken garip hissettim bunlar ancak tüy olabilir. Ayrıca fotoğraftan görebildiğiniz gibi kılları da son derece sık. Ben bu fırçayı pudra uygulamada kullanıyorum ve çok memnun kaldım. Birkaç kere allık için de kullandım. Aslında fena da olmadı ama allık sürerken kontrollü olmayı seviyorum ve bu fırça da aslında minik olsa da tam istediğim yere istediğim kadar sürme konusunda çok pratik değildi. Bunun dışında allığı güzel dağıttı.


Üç parmak boyunda minik bir fırça olduğu için makyaj çantası ve seyahatler için ideal. Bence görünüşü de çok güzel. Sapı pembe altın renginde. Kılları da açık sarıdan turuncumsu bir pembeye doğru gidiyor.  Yalnız bu görüntü fırça hakkında sevmediğim tek şey olabilir çünkü bu haliyle fırça kirliymiş gibi görünüyor. Uçlarının açık renk olmasını tercih ederdim.

Şimdiye kadar iki kere yıkadım ve ne döküldü ne de formunda bozulma oldu. Aslında iki yıkama yorum yapmak için yeterli değil ama eğer düşünürseniz sezon geçmeden alın istediğim için bu yazıyı hemen yazdım. Bulursam ben de yedekleyeceğim ki bu benim için bir ilk olacak.

1 Kasım 2014 Cumartesi

Bioderma Atoderm Dudak Kremi



Kış geliyor, havalar soğudukça dudaklar da geriliyor. Ben de size geçtiğimiz ocak ayından beri kullandığım Bioderma Atoderm Stick Hydratant'tan (Bioderm Atoderm Dudak Kremi) bahsetmek istiyorum.

Bu krem gerçekten kuru ve çatlamış dudaklarda çok etkili. Dudaklarım kuru olmadığından bu özelliğini yeterinde takdir edemiyordum ama geçen kış hava sıcaklığının - 10'un üzerine çıkmadığı bir yerde rüzgarlı ve karlı havada 4 gün geçirdim. İlk gün dudaklarım derhal çatladı. Akşam bu kremi birkaç kez sürdüm. Ertesi gün de dudağımı korusun diye birkaç kez bu kremi uyguladım. O akşam dudağımın iyileştiğini hayretle gördüm. Her gün dişimi fırçaladıktan sonra kullanıyorum ve genel olarak dudaklarımın durumundan çok memnunum.


Gördüğünüz gibi tipik bir dudak kremi ambalajına sahip. Stick şeklindeki ambalajı kullanışlı olsa da çok kalitesiz. Bunu Bioderma'dan beklemezdim. Kremin kapağı çantamda taşımadığım halde kenarlarından çatladı (ilk fotoğrafa dikkatli bakarsanız görebilirsiniz) ve kapağı da gevşedi. 3 gram ve açıldıktan sonra ömrü 6 aymış. Dediğim gibi ben kokusu ve yapısı değişmediği için on aydır kullanıyorum ve bittinceye kadar da devam edeceğim.

Hoş, şekerli ama hafif bir kokusu var. Dudağa uygulandıktan sonra koku ve tat vermiyor. Beyaz bir krem ve maalesef şeffaf değil. Bence bu ürünün en kötü yanı dudakta beyaz bir tabaka bırakması. Bu yüzden kremi sadece evdeyken kullanıyorum. Beyaz izler kremi parmağınızla dudağınıza yedirirseniz geçiyor ancak.


İçinde shea yağı varmış. Ayrıca bu tür ürünlerde hep olduğu gibi mineral yağ içeriyor. Ben bunu pek dert etmiyorum ama içerik konusunda hassas olanlar varsa yukarıdan inceleyebilir. Paraben de içermediğini not edeyim.

Hem ambalajının kalitesizliği hem de bıraktığı beyaz iz ev dışında bu ürünü kullanmamı engelliyor. Çok etkili bir ürün de olsa dudakların fazla kuru olmadığından benim için vazgeçilmez değil. Krem olarak kesinlikle çok iyi ama bazı dezavantajları yüzünden yeni sulara yelken açtım. Bundnan sonra Alverde'nin aynısefalı dudak kremini deneyeceğim.